2015’E GİRERKEN Türkiye’nin Genel Görünümü
Ülke ikiye bölünmüş durumda:
Doğu’da “bu topraklar bizim” diyen,
kendi güvenlik güçlerini kuran,
kendi bayrağını dalgalandıran,
kendi büyüklerinin adlarını cadde ve sokaklarına veren,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tanımayan,
komşu ülkelerden de alacakları topraklarla “Büyük Kürdistan Devleti” kurma düşünü gören,
Ülkenin Doğu’sunu kendi malı kabul eden, Batı’dan da pay isteyen,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne meydan okuyan, gözdağı veren (tehdit eden) ayrılıkçı, korkutucu bir örgüt…
PKK adlı bu örgütün elebaşı Öcalan’ın, Nisan 2015’te yapılacak PKK kurultayına katılacağını söyleyen Kandil’deki Murat Karayılan’ın bu açıklaması için “zamansız” diyen Başbakan Yardımcısı…
“Türkler, süreç (çözüm/ parçalanma süreci) başarılı olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan ile PKK Lideri Öcalan’ın uluslararası bir podyumda ‘Barış ödülünü kabul ederken yan yana durduğu olası bir senaryoyu’ tahayyül etmek zorunda…” şeklinde yapılan yorumlar…
Öte yanda, siyasal iktidarı, ana muhalefeti ile bu örgütün eylemlerine ses çıkarmayan, üstelik bu örgütü şımartan bir kesim;
bir de tüm olup-bitenleri şimdilik sesini çıkarmadan izleyen çok büyük kitle…
***
Ulus, bir karpuz gibi ikiye yarılmış:
Bir yanda “Siyasal iktidarda olanlar ve onların yanlıları”;
Öte yanda “Siyasal iktidarda olanların ve onların yanlılarının karşısında olanlar”.
Ülkenin akçasal kaynakları yandaşlara armağan (peşkeş)…
Polis sopası, yargı salonları, cezaevleri ise karşıtlara…
***
Bir yanda Kırk Haramilerin sarayları…
Öte yanda yoksul gecekonduları, pazaryeri artıkları…
***
Ekonomi:
Genç nüfusta (14-24 yaş arası) işsizlik yüzde 19.1
Büyüme hızı yüzde 1.7
Yaşam pahalılığı (enflasyon) her geçen gün artıyor.
On yıldır AKP’ye güvenen Batılı yatırımcılar artık güvenlerini yitirdiler. Dış para muslukları artık akmıyor.
Dolar 3 liraya doğru koşuyor.
Toplam dış borç, 12 yılda 3 kat artarak 601.8 milyar dolara çıktı.
Türk-İş araştırmalarına göre Aralık 2014’te dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 4 bin 14 lira 17 kuruş olarak belirlenirken, asgari ücret net 891 lira olarak ödeniyor.
Diyanet İşleri Başkanı’na bir milyon liralık S500 Long Mercedes alınıyor.
Emeklilerin % 76’sı emeklilik sonrası geçinebilmek için iş arıyor.
Buğday üretimi %13.8 azalırken ederi (fiyatı) %14 artıyor.
Her yeni doğan bebek yaşama 7846 dolar borçla başlamasına karşın birileri ille de 3 çocuk yapın diye buyuruyor!
***
Din devleti:
Büyük Ortadoğu Tasarısı (projesi) ABD Başkanı Bush’un “İslam dünyasına dönük tasarımlarını” içeriyordu. 11 Eylül Komisyonu’nun hazırladığı Genişletilmiş Ortadoğu Tasarısı’yla beraber ele alındığında Türkiye’ye bir “Ilımlı İslam Devleti” biçimi (rolü) seçilmişti.
Bu “laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin” bir “İslam Devleti’ne” dönüştürülmesiydi.
Yayılımcılığın (emperyalizmin) bu isteği Ülkemizdeki işbirlikçiler eliyle adım adım gerçekleştirilmeye çalışıldı.
Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasındaki demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği Anayasa Mahkemesi kararıyla belirlenen bir siyasi parti, artık açıkça laik Cumhuriyete meydan okumaktadır.
Hemen her sözü, geçmişte söylediği başka bir sözle çelişen, dün ak dediğine bugün kara diyen, Atatürk’ü ağzına almayan, O’nun Devrimlerini aşağılayan, yok sayan, yargı kararlarını dinlemeyen bir yönetici bu meydan okumaya önderlik etmektedir.
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en önemli iki kırmızı çizgisi “laiklik” ve “bölünmezlik” yok sayılmış ve yok sayılmaya devam edilmektedir.
Cumhuriyetimiz, kuruluşundan bu yana en kaygı veren, bunalımlı (kritik) günlerini yaşamaktadır.
Lozan’da kazandığımız utku (zafer) aynı zamanda yayılımcılığın da yenilgisiydi.
Şimdi, o yenilgiyi yaşayanlar ve onlardan güç alan yerli hayınlar, ulusal birliğimizi, toprak bütünlüğümüzü bölmek, parçalamak ve bize Sevr’de biçilen gömleği giydirmek istiyorlar.
Namusu olan oy’unu, bir torba kömüre, bir paket makarnaya, bir kilo pirince satan ve böyle yönetilmeyi içine sindiren insanlarımız ise, Dağlarca’nın dizelerinde dediği gibi:
“…Öyle dalmış(lar) ki yüzyıllar süren uykusuna,
Uyandırmazsan,
Uyanacak değil!”
2015’e girerken görünen durum budur.
2015’te, Ülkemin ve Ulusumun, laik Cumhuriyet, Atatürk ve O’nun ilkelerine, devrimlerine düşman olan iç ve dış güçlerden kurtulmasını istiyorum.Bu Ülkeyi, bu Ulusu gerçekten sevenler, uğrunda savaş verenler için esenlik, erinç, gönenç diliyorum.Hami Karslı |