24 Temmuz 2013

DEVLET ADAMI

ile Hami KARSLI

            Nejat Ağabey (Ali Nejat Ölçen) ve eşi Sevgili Makbule Abla, yaz aylarını, yıllardır Çamiçi Yaylası’nda geçirirler.

Biz Yayla’da oturanlar (Çamiçi sakinleri), O’nun bilge kişiliğinden, tatlı söyleşilerinden, engin deneyimlerinden büyük bir beğeniyle yararlanırız.

91 yaşını bitirip 92 yaşından gün almasına karşın Nejat Ağabey, sürekli okuyan, araştıran, yazan, yazdıklarını yayan, paylaşan ve dostlarıyla arada sırada iki duble rakısını içebilen bir büyüğümüz!

Bu yıl Yayla’ya geldiğinde, bir “yaza merhaba” yemeğinde söyleşip, özlem giderirken, bana, bu yıl yayımlayacağı “Çankaya’da Beşler” adlı belgesel anı kitabının bilgisayar çıktılarını verdi.

“Yakın tarihimizin karanlıkta kalan kimi olaylarına açıklık getirmeyi de üstlendiğini” söyleyen Nejat Ağabey; Mustafa Kemal’den sonra Çankaya’ya çıkan İnönü, Cevdet Sunay, Süleyman Demirel, Turgut Özal ve Kenan Evren’le ilgili anılarını anlattığı kitabının başında, “Devlet Adamı” kavramı üzerinde durmuş.

Yazdıklarını ilgiyle okudum.

***

            Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak, siyasal örgütlü bir ulusun ya da uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır.

Bu tüzel varlığı yöneten ya da yönetiminde önemli görevler üstlenen kişilere de devlet adamı deriz.

Bir ulusun ve ülkenin olumlu veya olumsuz görünümünden devlet adamları sorumludur.

2013 yılı ortasında Türkiye tablosuna baktığımızda gördüklerimiz, bize, ülkeyi yönetenlerin nitelikleri hakkında bilgi vermektedir.

1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşları, kuruluşunun 10’uncu yılında  “İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz” derken; kuruluşunun 90’ıncı yılında, ülke Başbakanı, özgürlük isteyen gençlere saldırmak isteyen yüzde ellilik bir taraftar kitlesini “zor engellediğini” söylemektedir.

Atatürk’ün, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle, tüm komşularımızla dostluk ilişkileri içerisindeyken bugün tüm komşularımızla kavgalı bir durumdayız.

Cumhuriyetin ekonomik birikimlerinin satıldığı,  dış borcumuzun katlanarak arttığı, işsizliğin bir çığ gibi büyüdüğü bu tablonun mimarları kimlerdir?

Bir ulus, “bizden olanlar” ve “bizden olmayanlar” diye ikiye bölünmüşken, birliği, dirliği sağlayacak olanlar kimlerdir?

***

     Devlet adamı” deyimi olumlu bir nitelik taşır. Onlar devleti iyiye, doğruya, olumluya, ileriye taşırlar.

Devleti “olumsuzluğa taşıyan” kişiler için, onlar “devlet adamı değil” deriz.

Nejat Ağabey kitabında “devlet adamı” için şu nitelemeleri yapmış:

Devlet adamı için doğru, doğrudur, yanlış ta yanlış! Devlet adamı olabilmenin gizi, doğru ile yanlışı, gerçek ile (kör) inancı birbirinden ayırmasıyla betimlenebilir.

Devlet adamı, tarihin diyalektiğini(*) kavramamışsa, doğrunun yanlış, yanlışın doğru olduğu sonucuna ulaşabilir, bunun sıkıntısını da kendisi değil, devlet, dolayısıyla ulus çeker.

Devlet adamı, devrimler tarihini incelemişse, uluslar arası ilişkilerde çıkar çatışmasından nasıl bir sentezin doğacağını önceden görebilir. Dostluk ile düşmanlık arasındaki ince ve kırılgan çizgiyi tarihin diyalektiği nasıl çizecektir, bunu sezinlemenin ötesinde görebilir ve o çizgiyi, ulusun çıkarları açısından etkileyebilir.

Devlet adamı, yalnız tarih okumaz, aynı zamanda tarihi yazabilir de!

Devlet adamı, bugünün içinde yarınları; duvarların ve dağların ötesini görebilendir.

Devlet adamının, doğru bildiği aynı zamanda gerçek olmalı ve ulaştığı gerçek ulusal yarara dönüşebilmelidir.

Devlet adamının onuru, ulusun onuruyla bütünleşmeli ve o onur, erdemin kendisi olabilmelidir.

Devlet adamını zaman değil, zamanı devlet adamı kullanabilmelidir. Çünkü, devrimlerin özü, zamana yön verebilmektir.

Devlet adamı, az konuşup, çok düşünen kişi olabilmelidir.

Devlet adamı, sabırlı olmayı bilendir.

Devlet adamı, yapamayacağını söylemez ve söylediğini de yapabilir olmalıdır.

Devlet adamı, kendisine güvenilir adam olmak zorundadır. Ona saygı duymanın kaynağını ancak ona duyulan güven yaratabilir.

Devlet adamının, statünün (makam, orun) yarattığı sanal saygıya gereksinimi yoktur.

Devlet adamı, alçak gönüllü olmayı görev kabul etmeli, halkın arasında birey olarak toplumu yöneten ve yönlendiren, çözülemeyeni çözebilen öğretmen olmalıdır.

… .  .  .   .”

Nejat Ağabey, bir kısmını yukarda verdiğim devlet adamı niteliklerini saydıktan sonra, “Mustafa Kemal’in Devleti” başlığı altında, Atatürk dönemi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin özelliklerini anlatmış ve “Devletimiz, Mustafa Kemal’in devletinden; Ulusumuz, Mustafa Kemal’in ulusundan, Çankaya’mız, Mustafa Kemal’in Çankaya’sından uzaklaşmış veya uzaklaştırılmış diyerek bugüne gönderme yapmış!

***

            Winston Churchill, “Siyasetçi gelecek seçimleri düşünür, devlet adamı gelecek nesilleri” der.

2013 yılı ortalarındayız. Türkiye’yi yönetme savıyla ortaya çıkanlara bakınız:

Kim sadece gelecek seçimleri düşünüyor, kim Ülkenin ve Ulusun geleceğini?

O zaman kimlerin devlet adamı olduğunu, kimlerin de -efendilerinin emriyle- onursuzca soytarılık yaptığını anlarsınız!

 

 

(*) Fransızca “diyalektik” sözcüğünün Türkçe karşılığı “eytişim” dir. Anlamı, aklı doğru biçimde kullanma, tartışmayı doğru bir biçimde yürütmedir. Sav ve karşı savdan bileşime ulaşma yöntemidir.