İVEDİ (ACELE)“CHP POZİTİF” KAN ARANIYOR!
Ana damarları kesildiği için, kan kaybından ölmekte olan bir hasta için ivedi olarak “CHP Pozitif” kan aranıyor!
Yaşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile eşit olan hastanın ana damarları olan Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, -özellikle- Laiklik ve Devrimcilik; hastayı ele geçiren yayılımcılık (emperyalizm) ve onun yerli işbirlikçileri olan hayınlar tarafından çok ağır bir saldırı sonucu yıkıma uğramıştır.
Hastayı içtenlikle seven, onu sağaltmak (eski sağlığına kavuşturmak) için uğraş veren öz çocukları, hastanın kalıtına (mirasına) göz diken üvey çocukları tarafından engellenmektedirler.
9 Eylül 1923 doğumlu olan hasta, özellikle 1946 yılından başlayarak, yavaş yavaş öldürülmeye çalışılmaktadır.
1938 yılına kadar, sağlığı konusunda kaygı duyulmayan, ancak 1946 yılında kendisine düşman olanların diş göstermeye başladığı hastamız artık eski günlerinde olduğu gibi, özgürlük, eşitlik, dayanışma, barış, emeğin yüceliği, hukukun üstünlüğü, dengeli kalkınma, erinç ve gönenç, doğanın korunması gibi türküler söyleyememektedir.
Hastanın ana görevi olan, ülkenin güvenliği ve bütünlüğünü, ulusal birliği, ekonomik ve siyasal bağımsızlığı, yurtta ve dünyada barışı koruyup güçlendirmesi;
Yaygın, hızlı ve dengeli kalkınmayı, insanca ve hakça gelişmeyi, toplumsal dayanışmayı, Ulusun mutluluğunu, erinç ve gönencini, özgürlüğünü, yönetime katılma olanağını elde etmesini;
İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayanan, çağdaş, katılımcı, çoğulcu demokrasinin yerleşip, kökleşmesine katkıda bulunmasını sağlamak için hastamızın ivedi olarak “CHP Pozitif” kana gereksinimi vardır.
***
Kan vermek isteyenlerde aranacak özellikler:
1- Kan uyuşmazlığını önlemek için kan vereceklerin Atatürk ve Türk sözcüklerini korkusuzca ve kıvanarak söylemeleri gereklidir.
2- Tam bağımsızlığı savunmayanların kanları hastaya zarar vereceği için istenmemektedir.
3- Kafaları dogmalarla dolu olanların –ve de böylelerine övgü düzenlerin- eleştirel aklı kullanmayanların kanları alınmayacaktır.
4- Tunceli yerine “Dersim” diyenlerin, oradaki Kürtçü-dinci kalkışmayı savunanların, Atatürk’ü suçlayanların, Seyit Rıza’yı övenlerin kanları hastaya yaramamaktadır.
5- Hastamızın en sağlıklı olduğu 1920’li, 1930’lu yıllarda yaptıklarını yadsıyanların kanları hasta tarafından istenmemektedir.
6- Parasal gücünü kullanarak ülkemizin iç işlerine karışan, ülke siyasetine yön vermeye çalışan George Soros kuruluşlarıyla içli-dışlı olanların, ABD – AB yayılımcılığına göz yumanların kanları, hasta için ölümcül sonuçlar doğuracağı için, bu kişiler hastanın yanına bile alınamazlar.
7- Hastanın adının başına “yeni” sözcüğünü getirerek, ona başka bir kimlik vermek isteyenlerin kanları hasta tarafından kabul edilmemektedir.
8- “Ulusal çizginin solda yeri yoktur”; “Hem ulusalcı, hem de solcu olunmaz” özlü sözlerini(!) siyasal yaşama kazandıran Binnaz Toprak, Rıza Türmen gibilerin kanları ve dokularıyla, hastamızın kanı ve dokusu arasında büyük uyuşmazlık vardır. Bu kişiler lütfen kanlarını kendilerine saklasınlar.
9- Hastamız, özellikle 1938 yılına kadar yayılımcılığa karşı tüm gücüyle savaşmış, dünyaya bu konuda örnek olmuştur. BOP uygulamasını iyelenen (sahiplenen), açılım adı altında ülkeyi bölenlere dayanak (destek) verenler, hastanın ölümünü hızlandıracağı için kanları da, kendileri de hasta tarafından istenmemektedir.
10-Hastanın, sağlıklı olduğu dönemde yaptıklarına karşı çıkan, yurt dışında eğitim-öğretim gören, dinsel ögelerle ilişkisiyle öne çıkan bir insanı, bu ülkenin kurucusu Büyük Atatürk’ün köşküne uygun bulanlar, bu nedenle yurtseverler arasında bile bölünmelere neden olanlar da hastanın düşmanı kabul edilirler. Bu nedenle onların da hastanın uzağında durmaları gerekir.
Sonuç Olarak:
Ulusumuzu siyasal etkinlikten uzaklaştırmak isteyenlere; şeriatçılığa, eşitsizliğe, insan haklarını yok edenlere; büyük akça (sermaye) ile bütünleşen kötü yönetimlerin körüklediği para şişkinliğine (enflasyona), çalışmadan rahat yaşam sürenlere (rantiyeciliğe), toplumu korkutup yıldıranlara (teröre) ve bağnaz yurtseverliğe (şovenizme), tek adam buyurganlığına (diktatörlüğe) karşı çıkanların;
Çağdaş, laik Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk İlke ve Devrimlerini savunarak, ulusumuza “edilgin” değil “etken” bir bilinç taşımak isteyenlerin;
Kısacası karanlığa gömülmek istenen ülkemizde “bir mum yakmak” isteyenlerin hastamıza bir olanak (şans) tanıyarak kan vermeleri dileğimizdir! (rica olunur)
Saygın Öğretmenim
Bu haklı, içten çağrınızı alınca kan vermeye koşarak gidesim geldi. Sonra, biraz duraksadım. Vermesine vereyim kanımı; ancak yerine ulaşacak mı, bilemedim…
Sizi özlemle kucaklarım
Öğrenciniz, okurunuz
Tarık Konal