18 Nisan 2012

4+4+4

ile Hami KARSLI

Adam, 12 Mayıs 1995 tarihli Bilim ve Hikmet Dergisi’nde şunları yazıyor:

“İslam, bir yaşam tarzıdır, yaşamın bütün alanlarını kapsar. Bu nedenle devletin kadrolarının şeriatçılardan oluşturulması yetmez. Yalnızca yasama ve yürütme erkinde değil; yargı erkinde ve yaşamın bütün alanlarında karar verme gücü ele geçirilecek, cumhuriyet düzeni yerine İslami kurallar konulacaktır. Örneğimiz Osmanlı devlet düzeni olacaktır”

Ve bu adamı, bunları söyledikten 17 yıl sonra ülkemiz milli eğitiminin başında görüyoruz.

*

Toplumun kısaca “4+4+4” adı altında bildiği, Hükümet tarafından “eğitim reformu” nitelemesiyle Büyük Millet Meclisi’ne getirdiği yasa oy çokluğu ile kabul edildi.

Gülbeddin Hikmetyar adlı İslamcı bir teröristin dizi dibinde fotoğraf çektiren, emperyalist ABD’nin işgal projelerinin eş başkanı olmakla övünen başbakanımız bundan büyük bir mutluluk duydu ve “Sincan’da yürüyen tanklarla gelen bir uygulamayı, biz millet iradesiyle Meclis’te düzelttik” dedi.

*

Yasa, aynı gün, Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı.

*

Konuyla ilgili, ülkenin yüzlerce aydınının imzaladığı bir mektup -tarihe not düşmek için- Cumhurbaşkanlığına sunuldu.

Bu mektupta şöyle deniliyordu:

Bizler, Türkiye’nin yazarları, şairleri, ressamları, heykeltraşları, sinema ve tiyatro sanatçıları, karikatüristleri, fotoğraf sanatçıları, tüm sanat insanları, ülkemizin geleceği için kaygılıyız.

Evrensel aydınlanma değerleri, Cumhuriyetimizin kazanımları yok ediliyor.

Laik, bilimsel eğitim adım adım gerici, çağdışı bir niteliğe bürünüyor.

Gençliğin özgürlük, emekçinin hak arayışı, polis copu ve zindan tehdidi altında.

Bağımsız düşünce, demir parmaklıklar arkasında.

Adalet; adaletsizliğin aracı olmuş.

Halkın haber alma özgürlüğü gaspedilmiş.

Ressamın, şairin, yazarın, heykeltıraşın, müzisyenin, tiyatro ve sinema sanatçısının, tüm sanat insanlarının, kendi yaratıcı düşleri ve kendi sorumluluk duyguları dışında hiçbir baskı ve sınırlamanın kabul edilemeyeceği yaratma özgürlüğü, yakın ve uzak tarihimizin hiçbir döneminde görülmedik ölçüde sansür ve otosansür tehdidi altında.

Yalan, tehdit, şantaj, talan, vurgun, köşe dönmecilik, adam kayırmacılık, cemaatçilik, toplumsal ahlâkı kemiriyor.

Doğal ve kültürel doku katlediliyor.

Ülke zenginlikleri yağmalanıyor.

Emek hakkı için savaşım, yerini sadaka ekonomisine; özgür, cesur, çağdaş insan, yerini ezik, boyun eğmiş, yazgısına razı kula bırakıyor.

Türkiye, sadece Cumhuriyet tarihinin değil, birkaç yüzyıllık demokrasi, bağımsızlık ve uygarlık savaşımları tarihimizin yörüngesinden koparılarak, emperyalist çıkarların Ortadoğu’daki işbirlikçisi olmaya sürükleniyor.

Karanlık bir ortaçağ ülkesi olmaya dönüştürülüyor.

Ülkenin kendi yurttaşları arasında ayrımcılık, yaşadığımız coğrafyanın komşu ve kardeş ülkelerine karşı düşmanca söylem ve eylemler her zamankinden daha keskin ve kaygı verici.

Bölgeyi ve dünyayı bir kan gölüne çevirecek bir savaş çılgınlığında, Türkiye sanki suç ortağı olmaya kışkırtılıyor.

Çocuklarımızın, sonraki kuşakların gelecekleri için kaygılıyız.

Kaygılıyız ve bütün bunları reddediyoruz.

Tepkimizi Türkiye ve dünya kamuoyuna duyurmayı görev sayıyoruz.

Sanatçılar Girişimi, emeğin, demokrasinin, adaletin, çağdaşlığın, haksızlığa ve baskıya karşı direnişin yanında, toplumsal muhalefetin en ön saflarında yer almayı, sanatçılık onurunun, sanatçı vicdanının, sorumlu yurttaş olma bilincinin kaçınılmaz olduğu kadar onurlu görevi ve gereği saymaktadır.

Gücümüzü evrensel aydınlanma değerlerine olan inancımızdan, emek ve yaratma özgürlüğüne saygımızdan; sanatçı vicdanımız, bilinç ve duyarlılığımızdan alıyoruz.”

*

“Atatürk İlke ve Devrimleri” ni, Milli Eğitim Temel Yasası’ndan çıkartan, ulus bilincini yok eden, dinci ve kinci bir nesil yetiştirmek isteyen zihniyeti ben de kınıyorum.

Atatürk’ün “En gerçek yol gösterici bilimdir, fendir” sözünü yadsıyan; eleştirel aklı kullanmayan, sorgulamayan, kafaları dogmalarla doldurulan, efendilerine biat eden bir gençliğin anca emperyalist devletlere hizmet edeceğine inanıyorum.

Sanatçılar girişiminin yukardaki bildirisini ben de imzalıyorum.