30 Kasım 2011

SAYIN DR. ORHAN DÜZGÜN’E AÇIK MEKTUP

ile Hami KARSLI

YCHP(Yeni Cumhuriyet Halk Partisi)TOKAT MİLLETVEKİLİ

SAYIN DR. ORHAN DÜZGÜN’E

AÇIK MEKTUP

Sayın Vekilim,

Bu size yazdığım ikinci açık mektup. İlkini yine Tokat Haber’de, bu köşede, ‘Seçmenden vekiline birkaç soru’ alt başlığı ile yayımlamıştım. Tarih 27 Nisan 2011 di. Yani 12 Haziran seçimlerine yaklaşık iki ay vardı.

O mektubuma yanıt vermediniz.

Size oy vereceğimi açıkça duyurduğum halde, bir telefon etme zahmetine de girmediniz. Seçim öncesi Çamiçi Yaylası’ndaki evimin önünden birkaç kez geçip köylerdeki seçmenlerinize giderken, arabanızın penceresinden olsun bir ‘merhaba’ bile demediniz.

Kimbilir, belki de o mektubu ve YCHP üzerine yazdığım diğer yazıları da okumadınız. Ama ben yine de size oy verdim.

Yetmiş yılı aşkın yaşamımda, ülkemin bu denli hızla karanlığa sürüklendiğini, Atatürk İlke ve Devrimleri’ne karşı emperyalizmin ve yerli uşaklarının bu denli saldırıya geçtiğine hiç tanık olmamıştım.

Kötünün iyisi olmaz kuralına karşın, ben umarsızlık içinde (çaresizliğimden) yine de “kötünün iyisi” ne (ehven-i şer’e) oy vermiştim.

Sayın Düzgün,

Altı ay önce size yazdığım ilk mektupta YCHP’nin, seçim öncesi çalışmalarında aklıma takılan onlarca sorudan çok önemli gördüğüm 17 tanesini sormuş, bu konuda neler düşündüğünüzü öğrenmek istemiştim.

Basit bir hukuk davası için bile vekâlet veren birisi vekilinden o dava ile ilgili bilgi almak ister. Bu onun en doğal hakkıdır. Ben size, bu ülkenin en yüce meclisine gitmeniz ve orada beni temsil etmeniz için vekâlet verdiğime göre bazı şeyleri sizden öğrenme hakkına sahip değil miyim?

Sayın Vekilim,

Eğer vekili olduğunuz ilde yayımlanan Tokat Haber Gazetesi’ni okuyorsanız, evvelki hafta bu köşede yazdığım “YCHP de Atatürk’ü Yargılıyor” başlıklı yazıyı okumuş olmalısınız.

O yazıyı vekil arkadaşınız Hüseyin Aygün’ün “Dersim Olayları”yla ilgili beyanatının

hemen arkasından kaleme almıştım.

 Yazı, YCHP milletvekili Hüseyin Aygün,’ün “Dersim Katliamı bir soykırımdır ve sorumlusu CHP ile devlettir. Bu soykırımdan Atatürk de haberdardır” sözleriyle ilgiliydi.

Daha sonra da Sayın Haluk Koç ve bir grup CHP’li milletvekilinin hazırlayıp kamuoyuna sundukları bildiriyi basından okudum.

 Bildiride: “CHP Genel Başkanı ve CHP yetkili organlarının bu gelişmeler karşısındaki suskunluğunu kabul etmenin mümkün olmadığı ifade edilerek, “Sessizlik ve tepkisizliğin dolaylı yoldan söylenenleri onaylamak anlamına çekilebileceği unutulmamalıdır” deniliyor ve Samsun Milletvekili Haluk Koç, Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Antalya Milletvekili Arif Bulut, Antalya Milletvekili Osman Kaptan, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter, Mersin Milletvekili İsa Gök ve Balıkesir Milletvekili Nedret Akova tarafından da imzalanıyordu.

Doğrusu gözlerim bildirinin altında sizin de isminizi aradı. Ama yoktu.

Acaba sessiz ve tepkisiz oluşunuz, “Dersim katliamı bir soykırımdır. Bundan Atatürk de haberdardır” diyen Bay Aygün’e katılmak anlamına mı geliyor?

Sayın Düzgün,

YCHP bu konuda görüşmek üzere MYK toplantısı yaptı. Biz haliyle bu toplantıda neler konuşuldu, bilmiyoruz. Ancak, spekülatör (vurguncu) George Soros’un finanse ettiği TESEV’in  kurucularından da olduğu açıklanan Kılıçdaroğlu’nun, bu toplantıdan sonra Hüseyin Aygün yerine, düşüncelerini kamuoyuna açıklayan Sayın Haluk Koç ve arkadaşlarını suçlaması YCHP’nin bundan 74 yıl öncesi meydana gelen Dersim olaylarına nasıl baktığını açıkça ortaya koymuyor mu?

Bay Hüseyin Aygün Zaman gazetesine yaptığı açıklamalarda Ergenekon adlı davayı da sahiplenerek, bugün Silivri’de, Hasdal’da tutsak edilen Atatürkçü Yurtseverleri de aynen AKP mantığı ile suçlamaktadır.

Sayın Vekilim,

2011 yılında ülkemizde olup bitenler Sevr ile Lozan’ın savaşıdır.

Sayın Başbakan ve partisi Türkiye Cumhuriyetini, Atatürk İlke ve Devrimlerini sorgulamakta ve suçlamaktadır.

Ve ne acıdır ki, YCHP yönetimi de bu gidişe çanak tutmaktadır.

İlerde bugünleri anlatan tarihçiler kimlerin bu duruma suskun kalarak suça ortak olduklarını yazacaktır.

Kaygılarımla.

 Hami KARSLI