Ben Niksar’da yaşıyorum.

Geçtiğimiz günlerde bir iş için Tokat’a gidip gelmem gerekti.

Niksar Belediyesi Özel Halk Minibüs İşleticileri’nin Sebze Hali’ndeki bürosuna giderek bilet almak istedim. Tokat’a saat kaçta araba olduğunu sorduğumda, kendisi de o hatta şoförlük yapan ilgili: “5 dakika sonra da kalkabilir, 10 dakika sonra da, 15 dakika sonra da” diye yanıt verdi. “Biz artık saat usulüyle değil, dolmuş usulüyle çalışıyoruz” diye konuşmasına devam etti. Üstünkörü karalayarak verdiği “yolcu bileti” nin hareket saatini boş bıraktı.

Tokat’a üç nedenle sıkıntılı bir yolculuk yaptım.

Birincisi, hareket saati belli olmadığı için minibüste aracın dolmasını bekledim.

İkincisi, bindiğim 60 M 6258 plakalı minibüs dolmuş’un (!) bana verilen 10 numaralı koltuğuna oturmam mümkün değildi. Çünkü öndeki koltukla benim koltuğumun arasına bacaklarım sığmıyordu.

Üçüncüsü Niksar çıkışında minibüsün ara boşluğuna konulan plastik taburelere alınan yolcular yüzünden kıpırdamam bile olanaksızdı. Hele arkadaki yolcuların inişi sırasında aradaki yolcunun havaya kaldırdığı taburenin giydiğim gömleğe yırtarcasına sürünmesi ve gömleğimi kirletmesi dayanılır gibi değildi.

… . . . .

İtiraf etmeliyim ki, Tokat’tan Niksar’a gelirken yukarda saydığım sıkıntılardan iki tanesini yaşamadım. Çünkü bindiğim minibüs Mercedes marka yeni ve rahat bir arabaydı. İkincisi şoför aradaki boşluklara –el kaldıranlar olduğu halde- yolcu almadı. Ama, “dolmuşçuluk” un ana karakteri nedeniyle Niksar’da yaşadığım sıkıntıyı biraz fazlasıyla Tokat’ta da yaşadım.

Çekenli Yazıhanesi’ndeki ilgili de aynen Niksar’daki ilgili gibi, biletimin hareket saatini boş bırakarak, “Araba dolunca hareket edecek” dedi. Ben Çekenli’ye gittiğimde saat 12.05’ti. Saat 12’de bir araba kalkmıştı. Benim bilet aldığım araba ise saat 12.45’te kalktı. Yani ben tam 40 dakika Çekenli İş Merkezi’nin alt katında, egzoz kokusu teneffüs ederek, minibüsün içerisinde oturdum. Dışarı çıkamazdım. Çünkü araba dolunca kalkacağına göre, ben dışarıda iken de araba dolar ve ben arabayı kaçırabilirdim.

 

***

Niksar-Tokat arası bir zamanlar 60 kilometreydi. Yapılan yol düzenlemeleriyle mesafe 56 Km’ ye indi.

1940’lı yıllarda Niksar’dan Tokat’a her gün Belediye’ye ait tek bir otobüs gider ve aynı günün akşamı geri dönerdi. Bu otobüsün şoförden başka bir de biletçisi vardı.

Benim Tokat’ta okuduğum 1950’li yıllarda Belediye otobüsçülükten vazgeçmiş, özel şahıslara ait iki otobüs işlemeye başlamıştı.

Bugüne kadar araçların cinsi, markası, hareket saatleri değişmesine karşılık benim bildiğim Niksar Tokat arasında dolmuşçuluk hiç yapılmamıştı. Arabaların hep, belirli bir hareket saati vardı. Çünkü, gerek yol, gerek araç, gerekse müşteri ve işletmeci açısından “dolmuşçuluk” problem yaratan bir ulaşım şekliydi.

Bugün, Niksar Belediyesi Minibüsçüler Derneği adı altında Niksar – Tokat arasında çalışan 100 civarında araba var. Geçtiğimiz yıllarda bu arabalar üç ayrı firma adı altında çalışırlar ve aralarındaki rekabet nedeniylede hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti artardı. Şimdi ise müşterinin eli mecbur olduğu için, işletmeci özensiz davranmakta ve yolcular sıkıntı çekmektedirler.

Komşumuz Erbaa’da “Erektaş” ve “Erova” adlı iki işletme; Reşadiye’de “Reşadiye Seyahat” ve “Reşadiye Expres” adlı yine iki işletme, aralarında uygarca sürdürdükleri rekabet nedeniyle yolcularına kaliteli bir hizmet sunmaktadırlar.

Bir zamanlar Niksar’da da “Niksar Seyahat” , “Niksar Expres” , “S.S. 7 No’lu Niksar Koop.” adlı üç firma, aralarındaki rekabet nedeniyle yolcularına kaliteli hizmet vermeye özen gösteriyorlardı. Yazıhanelerine gelen müşterilerine çay, kahve ikram ediyorlar, onlara saygılı davranıyorlar, arabalarını tam saatinde kaldırıyorlardı. Ben 7 No’lu Koop.’in Bengiler Yazıhanesi’nde gördüğüm yakın ilgi ve sıcaklığı hiç unutmam.

Acaba, şimdi aşağıda sunacağım öneriler hayata geçirilemez mi?

1- Bugün tek bir işletmede toplanan 100 minibüs, eskiden olduğu gibi iki ayrı firma halinde çalışamaz mı? Örneğin firmanın biri saat 07’de araba kaldırırsa diğer firma saat 07.15’te hareket etmek suretiyle Niksar Tokat arasında her 15 dakikada bir araba kalkar ki bu müşteriyi son derece olumlu etkiler.

2- Bugün çalışan arabalar arasında 2000 hatta 1998 model arabalar bulunmaktadır. Firmalar, çalışacak arabalar için belli bir yaş; mevsime göre lastik; ortalama bir hız mecburiyeti koyamazlar mı?

3- Arabalarda çalışan şoförlere kılık kıyafet, temizlik ve nezaket açısından bazı kurallar konulamaz mı? Ben, içerisi “ahır gibi kokan” bir minibüsle Tokat’a seyahat ettiğimi unutamıyorum.

4- Arabaların tam saatinde hareket etmeleri, güzergâhları, aralara yolcu alınmaması şeklinde, cezai yaptırımları olan kurallar hayata geçirilemez mi? Yazıhanelerde bilet işiyle uğraşan personelin daha kibar ve nazik olmaları çok mu zor?

Bu işlerle yasal olarak kim uğraşır bilmiyorum. Niksar Kaymakamlığı’nın, Niksar Belediye Başkanlığı’nın, Trafik Müdürlüğü’nün, Şoförler Cemiyeti’nin veya Dernek yöneticilerinin bu konuda yapacakları bir şeyler olmalıdır, diye düşünüyorum.

 

 

Not: Ben şimdiye dek iki kez, gördüğüm aksaklıklarla ilgili olarak 0537.494 64 73 no’lu telefonundan “Minibüsçüler Derneği Başkanı” Sayın İbrahim Soysal’ı arayarak konuştum. Ama üzülerek ifade edeyim ki, problemler artarak devam ediyor.