ABDULLAH GÜL BENİM CUMHURBAŞKANIM DEĞİLDİR,
ÇÜNKÜ:
– “Cumhuriyet döneminin sonu gelmiştir. Laik sistem başarısız olmuştur ve biz
bunu kesinlikle değiştirmek istiyoruz” diyen;
– AB’nin Roma’daki toplantısında “Türkiye’ye türban konusunda daha fazla
baskı yapmadınız” diye kendi ülkesini şikâyet eden;
– Eşine, türban için Türkiye’yi AİHM’ye şikayet ettiren;
– Necmettin Erbakan’ın (ve onunla birlikte, Anayasa Mahkemesince kapatılan
Refah Partisinin 74 il ve ilçe yöneticisinin) hapis ve para cezasına mahkûm
edildiği “Kayıp Trilyon” dâvasında yargılanan;
– ABD eski Dışişleri Bakanı Colin Powell ile gizli anlaşmalar yapan;
– ABD’nin Türkiye’yi Irak’a karşı bir cephe gibi kullanmasına izin vermek için
1 Mart tezkeresine destek veren;
– “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye’nin dış politika ilkelerine uygundur.
ABD ile birlikte hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve
demokrasi getirmektir” diyen;
– Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış olan Refah ve Fazilet partisi gibi
partilerin üyesi olan;
– Milli Görüş ve Fethullah Gülen cemaatini devlet protokolüne sokmak üzere
genelge yayınlayan;
– “Artık saklanamaz gerçekler var. İslam’ın yalnız ahireti değil, dünyevî düzeni
de içerdiği bir gerçektir. Ben bir müslümanım ve buna inanıyorum” diyen;
– “Türkiye’de geçerli kanunlar arasında, İslam’a aykırı olan da var, olmayan da.
Aykırı olanlar baskıdır. Baskı kalkacak. Bu hakkı kullanacağım. Halka bu
imkânı vereceğim” diyen;
– “Düzen Türkiye’de İslam’ı, caminin içine hapsetti. Biz İslamı hayat tarzı
olarak görmek istiyoruz” diyen;
– “Türk Anayasası’nın girişinin İngilizcesini yabancıya verecek olursanız
utanırsınız” diyen;
– Atatürk düşmanlığı nedeniyle hüküm giymiş ve Şeriat için silahlı savaş veren
“İslamî Büyük Doğu Akıncıları“ (İBDA)nın (1980’li yıllardan beri yeni adı
İBDA-C) fikir babası ve kurucularından Necip Fazıl Kısakürek’ten feyz aldığını söyleyen bir kimseyi,
laik-demokratik, üniter, halka dayalı ve halk mayalı Cumhuriyetimizin Cumhurbaşkanlığına yakıştıramıyorum.
Kim seçerse seçsin ve ne kadar oyla seçerse seçsin, bu durumu içime sindiremiyorum.
En az yukarda sıraladığım nedenlerden dolayı da kendisini “Benim Cumhurbaşkanım” olarak kabullenemiyorum.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN LAİK REJİMİNE KARŞI SİYASAL İSLAMI SİMGELEYEN BİR CUMHURBAŞKANININ, CUMHURİYETİMİZİ KURAN YÜCE ATATÜRK’ÜN KOLTUĞUNA YAKIŞMADIĞINA VE EŞİNİN DE ÇAĞDAŞ TÜRK KADININI KESİNLİKLE TEMSİL ETMEDİĞİNE İNANIYORUM.
28 Ağustos 2007
(Değerli Dostlarım, AKP’ye oy vermeyen %53.3’lük kesimde yer alan tüm Atatürkçülerin, tam bağımsız laik Türkiye Cumhuriyeti’ni savunanların, ABDullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını neden kabul etmediklerini açıkça söz ve yazıyla ifade etmeleri; ulusumuzun, ülkemizin içine sürüklendiği karanlığa karşı yaktıkları küçük çoban ateşleri olacak ve hissettiğimiz “kuşatılmışlık” “yalnızlık” duygularımızı gidermede –az da olsa- etkili olacaktır diye düşünüyorum.H.K.)