01 Mayıs 2013

“MİLLİ MERKEZ”

ile Hami KARSLI

Korkunç bir karabasan (kâbus) görüyorum.

Üzerinde yaşadığım coğrafyada, yayılımcılığa (emperyalizme) karşı verilen kanlı bir savaşımla kurulan Türkiye Cumhuriyeti yok ediliyor.

İçinde “Türk” sözcüğü geçen her şey ortadan kaldırılıyor.

Dağlarda, tepelerde yazılı olan “Ne mutlu Türküm diyene!” tümcesi, oralardan kazındı.

Valiler, illerindeki valilik konaklarında asılı tabelalardan TC harflerini söküp atıyorlar.

Ulusal Kurtuluş Savaşının eşi bulunmaz lideri, Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Yüce Atatürk ve O’nun yolumuzu aydınlatan düşünceleri “tu kaka” ediliyor.

Her gün bu karabasandan ter içinde korkuyla uyanıyorum.

*

            ABD ve AB yayılımcılığı, çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’yu yeniden şekillendiriyor.

Sadece masa başında cetvelle çizilen sınırları değil, kanla çizilen sınırları da değiştirmeyi amaçlıyor.

Ne acı ve ne korkunçtur ki, bu tasarının (projenin) eş başkanlığını içimizden biri yapıyor.

Amerika’nın eski Dışişleri Bakanı ve 60 yıldır kanlı yayılımcılığın fikir babalığını yapan Henry Kissinger, Rockefeller Vakfı’ndaki konuşmasında ne diyordu: “Amerika olarak neden güçlüyüz biliyor musunuz? Bizler aramızdaki vatan hainlerini öldürürüz. Diğer ülkelerdeki vatan hainlerini ise kahramana dönüştürüp, o ülkelerin üst yönetim konumlarına getiririz.”

*

            ABD‘nin Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nca (Pentagon) hazırlanan ve ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde yayımlanan haritayı görmeyen kaldı mı, bilmiyorum.

Bu haritada, Suriye’nin kuzeydoğusu, Irak’ın kuzeyi (Kerkük dahil), Türkiye’nin güneydoğusu ve tam doğusu (Urfa, Mardin, Şırnak, Hakkari, Diyarbakır, Batman, Siirt, Bitlis, Van, Elazığ, Bingöl, Muş, Ağrı, Iğdır, Erzurum, Kars, Artvin, Ardahan dahil) Free Kurdistan (Özgür Kürdistan) devleti olarak gösterilmiş!

Bu harita yaşama geçirildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin Gürcistan, Ermenistan, İran ve Irak’la sınırı kalmıyor. Suriye ile de sadece Hatay, Kilis ve Antep’le çok kısa bir sınır, o kadar!

Böylece dünya petrol kaynaklarının %73’ünü topraklarında bulunduran Büyük Ortadoğu Tasarımı (Projesi) amacına ulaşarak, Türkiye’yi, Amerika güdümlü Özgür Kürdistan’la tam doğu komşusu haline getiriyor. Bir başka anlatımla, ABD’nin bir dediğini iki etmeyen Türk-Kürt Federe Devleti şekilleniyor.

Bu arada, AKP ile BDP’nin, yeni bölücü Anayasa çalışmaları da hızla devam ediyor!

*

            Eytişimsel (diyalektik) düşünce, sav, karşısav ve bireşim(sentez) şeklinde gelişir.

Bugün Türkiye’de Atatürk İlke ve Devrimlerine karşı yürütülen savaş, aynı anda bu savaşın karşıtlarını da, yani Atatürk’te birleşenleri de bir araya getirmiştir.

Başlangıçta, AKP’nin bölücü Anayasa’sına seçenek (alternatif) olarak ortaya çıkan “Milli Anayasa Forumu” 44 İl ve 72 İlçe merkezi olarak toplam 116 Merkezde gerçekleştirdiği toplantılarda insanları aydınlattıktan sonra 23 Nisan 2013 günü yapılan görkemli bir törenle “Milli Merkez” adını almıştır.

Milli Merkez, hiçbir siyasi partiye bağlı değildir.

            Milli Merkez, Atatürk karşıtlarına karşı oluşturulmuş bir “Ulusal Direniş Cephesi” dir.

Milli Merkez Yürütme Kurulu Başkanı, TBMM Eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk’tur.

            Üyeler, abece sırasına göre şu isimlerden oluşmaktadır: Ali Topuz (CHP eski Gurup Başkanvekili), Arslan Bulut (Yeniçağ Gazetesi yazarı), Ataol Behramoğlu (Sanatçılar Girişimi Sözcüsü), Çağdaş Cengiz (Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı), Erdoğan Özer (Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği Başkanı), Ferit İlsever (İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı), Göksen Soner (Emekli Kaymakam), Haluk Dural (Ulusal Strateji Merkezi İstanbul Başkanı), Fevzi Durgun (Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı), M. İlker Yücel (Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni), İsa Gök (CHP Milletvekili), Kemal Alemdaroğlu (Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü), Yekta Güngör Özden (Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı), Kemal Anadol (CHP eski Gurup Başkanvekili), Mehmet Cengiz (İşçi Partisi Genel Başkanvekili), Necla Arat (CHP eski Milletvekili), Nusret Senem (İşçi Partisi Genel Başkanvekili), Serhan Bolluk (İP MKK Üyesi), Sönmez Targan (68’liler Birliği Vakfı Genel Başkanı), Şahin Mengü (CHP eski Milletvekili), Şule Perinçek (Atatürk’ün Bütün Eserleri Genel Yayın Yönetmeni), Türker Ertürk (Emekli Tuğamiral), Ufuk Söylemez (Devlet Eski Bakanı), Ümit Ülgen (ADD Marmara Bölge Eski Başkanı), Zekeriya Beyaz (İlahiyat Profesörü)

Milli Merkez şu ilkeleri savunmaktadır:

1-     Vatan bir bütündür, bölünemez. Tekil Devlet esastır.

2-     Erkler ayırımı temeldir.

3-     Vatandaşlık, din, mezhep ve etnik kökene dayalı olamaz.

4-     Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes ortak ulusal kimlik olarak Türk’tür.

5-     Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur.

6-     Laiklik ve demokrasi, vazgeçilmez ilkelerdir.

7-     Devlet, hiçbir dinin ve mezhebin yandaşı olamaz.

8-     Devrim Yasaları korunup geliştirilmelidir.

9-     Eğitim, demokratik, laik ve bilimsel olmalıdır.

10- Hukukun üstünlüğüne dayanan bağımsız, yansız, adil Cumhuriyet yargısı hızla oluşturulmalıdır.

11- Planlı ve karma ekonomi benimsenmelidir.

12- Toprak ve tarım reformuyla köylüye özgürlük sağlanmalıdır.

13- Siyasal Partiler Yasası değiştirilmeli, genel başkan egemenliğine son verilmeli, siyasi partilerde ön seçim yapılmalıdır.

14- Seçim Yasası değiştirilmeli, baraj kaldırılmalıdır.

15- Düşüncenin açıklanması önündeki her engel kaldırılarak basın özgürleştirilmelidir.

16- İşçilerin, memurların ve tüm emekçilerin sendikal örgütlenmesi önündeki engeller kaldırılmalıdır.

17- Anayasa’nın başlangıç bölümü, ilk 4 maddesi ve 174’üncü maddesi değiştirilemez.

18- Başkanlık sistemi asla kabul edilemez.

 

            Bu ilkeler tüm namuslu insanların, yurtseverlerin ortak arzusu değil mi?

            O zaman, hiç zaman yitirmeden, Milli Merkez’de kenetlenip, ulus ve vatan bölücülere karşı çıkmak gerekmez mi?

            Unutmayalım, tarih bugünlerde kimin nerede durduğunu, hangi tarafta yer aldığını bir bir not etmektedir!