28 Mayıs 2014

“ARTIK 12 YIL ÖNCEKİ TÜRKİYE YOK”

ile Hami KARSLI

 

 

Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 23 Mayıs 2014 günü,

Partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşma basında geniş yer buldu.

Özellikle “Polis nasıl sabrediyor, anlamıyorum” diyerek, polisi daha da sert olmaya iten sözleri, yandaş olmayan basında başlıklara (manşetlere) taşındı.

Ama ben en çok, Başbakan’ın, yazıma başlık yaptığım tümcesine takıldım.

Çünkü konuşmanın, d o ğ r u l u ğ u n a   h e r k e s i n    k a t ı l a c a ğ ı tümcesi, “Artık 12 yıl önceki Türkiye yok!” tümcesiydi.

Başbakan aynı tümceyi Köln’de yaptığı gövde gösterisinde de kullandı:

“Türkiye, artık eski Türkiye değil. Köprünün altından çok sular geçti” dedi.

***

Başbakan doğru söylüyor:

Türkiye, 3 Kasım 2002 günü yapılan seçimlerde, geçerli oyların %34,63’ünü alarak, Abdullah Gül’ün başkanlığında kurulan 58. Cumhuriyet Hükümeti’nden sonra, CHP’nin de desteklediği bir Anayasa değişikliği ile siyaset yasağı kaldırılan Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’ye girip 15 Mart 2003 günü kurduğu 59. Cumhuriyet Hükümeti’yle çok büyük bir değişime uğradı.

AKP’nin tüm yaptıklarına, davranışlarına yön veren düşünceler bütününü (ideolojisini) üç ana başlıkta toplayabiliriz:

  1. Tutuculuk (muhafazakârlık)

2.   Ekonomik erkincilik (liberalizim)

                3.   Ulusalcılık karşıtlığı (anti milliyetçilik)

 

Şimdiye kadar yaşadığımız olaylar, AKP içerisinde, büyük ölçüde, İslâmi demokrasi ve daha ilerisi ümmetçilik savunucularının da yer aldığını göstermektedir.

Bütün bunlar, 1923 devrimiyle, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleriyle çelişmektedir.

Başbakan doğru söylüyor:

             Türkiye, Büyük Atatürk’ün ölümünden hemen sonra başlayan ve 1946 yılında belirginleşen sapma; 58., 59., 60. ve 61. Cumhuriyet Hükümetleri dönemlerinde artık kendini açık-seçik gösteren Laik Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlarının yönetimiyle özellikle 12 yıl öncesinden çok farklıdır!

***

12 yıl öncesine kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir Başbakanı, Amerika’nın Ortadoğu’daki çıkarlarını korumak için yaşama geçirdiği “Büyük Ortadoğu Projesi” nin eş başkanı olduğunu açıkça söylememişti.

12 yıl öncesine kadar hiçbir T.C. Başbakanı, ulusun bir kısmını ötekileştirip, dindar ve kindar bir gençlik yetişmesini istememişti.

12 yıl öncesine kadar hiçbir T.C. Başbakanı “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alıyorum” dememiş, “Türküm, doğruyum” sözcükleriyle başlayan andımızı yasaklamamıştı.

12 yıl öncesine kadar hiçbir T.C. Başbakanı, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran önderlere “iki sarhoş” dememişti.

12 yıl öncesine kadar hiçbir T.C. Başbakanı, Yüce Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesini, “yurtta savaş, dünyada savaş” ilkesi olarak uygulamamıştı.

12 yıl öncesine kadar hiçbir zaman yolsuzlukların, hırsızlıkların, arsızlıkların üstü bugünkü gibi kapatılmamıştı.

12 yıl öncesine kadar hiçbir siyasal parti Anayasa Mahkemesi tarafından “laiklik karşıtı hareketlerin odağı” olarak onaylanmamıştı.

12 yıl öncesine kadar hiçbir siyasal parti, Türkiye’nin kanla, barutla çizilen sınırlarını değiştirip, Güneydoğuda özerk bir devlet kurmak isteyen bölücülerle bir masaya oturup anlaşmalar yapmamıştı.

12 yıl öncesine kadar hiçbir siyasal parti, “Bu milletin a…. koyacağız!” diyenlere devletin olanaklarını peşkeş çekmemişti.

12 yıl öncesine kadar hiçbir siyasal parti, ABD Dışişleri Başkanı’yla 2 sayfa, 98 maddelik gizli anlaşmalar, planlar yapmamıştı.

12 yıl öncesine kadar hiçbir siyasal partinin önderi yasama, yargı, yürütme ve basını tekeline alma isteği göstermemişti.

***

Evet, Başbakan doğru söylüyor.

Aslında 12 yıl öncesiyle bugünün arasındaki ayrımları (farkları) sıralamak bırakın bir köşe yazısının sınırlarını, bitmeyen bir pehlivan öyküsünün bölümlerinin (tefrikasının) sınırlarını bile zorlar.

En iyisi “12 yıl öncesi”yle başlayan bir tümce daha yazıp, yazımı sonlandırayım.

Ve 12 yıl önce, bu ülkede, günde 30 liraya çalışıp, birilerinin evinde kalan 30 milyon avronun avukatlığını yapan; “çalıyorlar ama çalışıyorlar da” diyen dangalaklar yoktu!