26 Haziran 2013

DEVRİMCİ KİMDİR, NASIL OLMALIDIR?

ile Hami KARSLI

Tokat Haber’de yayımlanan yazılarım, kişisel sitem olan www.hamikarsli.com sitesinde de yayımlanmaktadır.

            Siteme girerek “Devrim – Karşıdevrim” başlıklı yazımı okuyan bir genç telefon ederek: “Amca, ben, 19 yaşında üniversite öğrencisiyim. Biraz önce sitenize girerek yazılarınızı ve özgeçmişinizi okudum. Çok tutucu bir aile çevresinde büyüdüm. Buradaki ev arkadaşlarım ise kendilerinin devrimci olduklarını söylüyorlar. Sizce devrimci kimdir, nasıl olmalıdır, lütfen bu konuda beni bilgilendirir misiniz?” dedi.

            Bu genç arkadaşa bir devrimcinin hangi nitelikleri taşıması gerektiğini kısaca anlattıktan sonra bu konuda daha içerikli bir yazı yazacağımı, okumasını salık vererek telefonu kapattım.

***

      İlk mecliste, aslında laikliğe karşı olan din kökenli üyelerden biri laikliğin ne anlama geldiğini sorunca Atatürk sinirlenerek:  “Adam olmak demektir hocam, adam olmak!” demiştir.

            Devrimci olmak ta, öncelikle “adam olmakla” başlar.

            Bir önceki yazımda belirttiğim gibi, “devrim” sözcüğü, kötünün yerine iyisinin konması durumunda kullanılır. Eğer iyinin yerine kötüsü konuluyorsa bu “karşıdevrim” dir.

            Burada kullandığımız iyi ve kötü sözcüklerinde çağcıl ve çağdışı anlamları da vardır.

            Bilindiği gibi Türk Devrimi’nin amacı çağdaşlaşma, ana öğesi ise ulus, ulusçuluk ve bağımsızlıktır.

            Bu nedenle devrimci halkından kopuk olamaz.

            Bir büyük düşünür “Devrimci balık ise onun içinde yaşayacağı deniz halktır” der.

***

            Devrimci “üç maymun”u oynamaz.

            O etrafında olup biteni görür, duyar ve konuşur.

            Devrimci, kör inancı değil, eleştirel aklı kullanır.

            Dogmaların bataklığında kulaç atmaz. Sürekli sorgular: Neden, niçin, niye, ne zaman, nasıl, sorularına yanıtlar arar.

            Tanilli’nin dediği gibi “aklın mahkemesini” kurar.

            Atatürk’ün “Yaşamda yol gösterici bilimdir, ilimdir, fendir” sözünü yaşamına uygular.

***

            Devrimci taraflıdır:

            Baskıya, haksızlığa, sömürüye uğrayanların, ezilenlerin yanında yer alır.

            Ulusal tam bağımsızlığı savunur. Özgürlüklerin kısıtlanmasına, tek adam egemenliğine karşı çıkar.

            Küreselleşme adı altında anamal, anapara (sermaye) tek ülkede, tek elde toplanırken milyarlarca insanın açlığa, yoksulluğa (sefalete) düşmesine karşı savaşır.

***

            Devrimci, üyesi olduğu ulusu ve yurdunu sever, korur.

            Devrimci, olup-bitenler karşısında sadece izleyici olarak kalmaz.

            Devrimci, emeğin yanında yer alan, emekçiyi sevendir.

            Devrimci, bireysel davranmaz. O toplumcudur. Örgütün gereğine ve gücüne inanır.

            Devrimci, sürekli öğrenen ve öğrendiklerini bilmeyenlere öğretendir.

            Devrimci, tüm dünyada baskı altında olanların, sömürülenlerin, acı çekenlerin duygularını paylaşır.

            Devrimci, gerçekçidir. Yalan söylemez, söyleyene karşı çıkar, susmaz, boyun eğmez.       Devrimci, hayınları (hainleri) sevmez. Onların hayınlıklarını, söyledikleri yalanları, bilimsel gerçeklerle, doğrularla ortaya kor, ulusa anlatır.

            Devrimci, yürekli, korkusuz, atılgan ve yiğittir (cesaretlidir)

                Devrimci, davranışlarını, uygulayacağı yöntemleri, içinde yaşadığı olayların somut koşullarına göre belirler.

***

            Türkiye’de devrimci olan, ülkemizin iç işlerine burnunu sokan, Türk Ulusu’nu baskı altına alan, Ortadoğu’yu sömürmek için, ülkemizi ve ulusumuzu bir koçbaşı gibi kullanan yayılımcı (emperyalist) ABD’ye, AB’ye ve onların işbirlikçisi yerli hayınlara, NATO’ya karşı çıkar.

            Atatürk’ü, O’nun ilkelerini, Türk Devrimi’ni savunur.

            Ulusun birikimlerini talan edenlere, yandaşlarına dağıtanlara, ulusun topraklarını satanlara, düşmanla gizli anlaşmalar yapanlara, yurtsever komutanları, bilim adamlarını, gazetecileri, milletvekillerini yalanla, dolanla tutsak edip zindanlara atanlara, doğayı öldürüp bundan kazanç sağlayanlara, halkına ezinç uygulayanlara (zulmedenlere) başkaldırır.

            Çünkü “devrimci olmak” her şeyden önce erdemli ve onurlu bir insan olmaktır!