İŞÇİ BAYRAMI
(1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Kısa Tarihçesi)
Bugün 1 Mayıs İşçi Bayramı!
Bugün işçi ve emekçilerin tüm dünyada kutlanan birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü!
Ben, her 1 Mayıs ta, 1977 yılında İstanbul Taksim’de kutlamaya çalıştığımız ve üzerimize açılan ateş sonucu 34 kişinin öldüğü “kanlı bayramı” anımsarım.
O tarihte Beyoğlu’nda bir lisede öğretmendim.
12 Mart 1971 darbesinden sonra kapatılan TÖS’ün yerine kurulan TÖB-DER’de görevliydim.
Ayrıca, İstanbul’da yaşayan Niksarlılar olarak bir dernek kurmuş ve Tarlabaşı’nda Taksim’e çok yakın yerde de bir dernek binası kiralamıştık. O gün ortalık karışınca, Beyoğlu’nun ara sokaklarından dolaşarak dernek binasına sığınmıştım. Ayakkabımın bir teki o koşuşturmacada ayağımdan çıkmış, dönüp alamamıştım. Diğer teki elime almış, eve öyle dönmüştüm.
O günler, yaşanılan tüm acı olaylara karşın güzel günlerdi.
Emekçilerin büyük çoğunluğu kendilerini bir kilo pirince, bir torba kömüre satmıyorlardı.
Basın böyle yalaka değildi.
Sendikaların, siyasal iktidara yaranmak gibi bir kaygıları yoktu.
Mahkemeler “Silivri Mahkemeleri” ne benzemiyorlardı.
Vatandaş, “Ankara’da yargıçlar var” diyebiliyordu.
Yüreklere, “Bir gün sabaha karşı evimi basıp beni de götürürler” korkusu salınmamıştı.
*
Her ne kadar, 1 Mayıs gününün bayram olarak kutlanması 1889`da toplanan İkinci Enternasyonal’de bir Fransız işçi temsilcisinin önerisiyle kabul edilmişse de, bunu gündeme getiren olaylar aslında 1856 yılında başlamıştır.
O yıl, Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.
Bu tarihten 30 yıl sonra 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma isteğiyle iş bıraktılar.
Chicago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlandı. Gösteriler sonraki günlerde de devam ederken 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket olayı meydana geldi.
Bir fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler de miting yaptılar. Miting sona ermek üzereyken fabrika düdüğünü çalarak, içerdeki grev kırıcıları dışarı çıkarttı. Grev kırıcıları protesto etmek için bir grup işçi fabrikaya yöneldi. İşçilere ateş eden polis, 4 işçinin ölmesine, onlarcasının yaralanmasına neden oldu.
Bu saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs’ta Haymarket Alanı’nda miting düzenlendi. Miting tam dağılırken, kürsünün önüne, nereden geldiği belli olmayan bir bomba atıldı. Hemen polisin önünde patlayan bomba nedeniyle 7 polis öldü, 69’u ise yaralandı. Yüzlerce işçi asılsız ithamlarla tutuklandı. Tutuklanan işçilerden sekizi yargılanmak üzere seçildi:
Aralarından en gençleri olan Louis Linng idamından bir gün önce intihar etti.
İkinci Enternasyonal’de, 1 Mayıs gününün tüm dünyada Birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmasına bu olaylardan sonra karar verildi.
*
Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanik’ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1912 yılında İstanbul`da ilk defa 1 Mayıs kutlaması gerçekleşti.
1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edildi.
1924`de hükümet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
1925`de çıkan “Takrir-i Sükûn Yasası”, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu.
1935 yılında 1 Mayıs`a “Bahar ve Çiçek Bayramı” adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
Uzun yıllar sonra ilk defa 1976’da geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim`de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu`nun organizasyonu altında gerçekleşti.
1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı’nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak, göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34’ü, yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel’e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re’sen emekliye sevkedildi.
1978’de yüzbinlerce kişi tarafından Taksim Meydanı’nda kutlandı.
1979`da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul`da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında yüzbinlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlandı.
1981`de Milli Güvenlik Konseyi 1 Mayıs`ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı.
1989`da trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçi Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.
1996`da Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy`de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Bu olaydan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı.
2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12.00 sularında Rıhtım Caddesi`ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16.00 sularında gruplar tamamen dağıldı.
2007 yılında 1 Mayıs’ı tekrar Taksim’de kutlayarak aynı zamanda 1977’de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100’den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700’e yakın gözaltı gerçekleşti. İbrahim Sevindik adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti.
2008 Nisan’ında, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi.
2008 yılında sendikaların hükümetle 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar, Taksim’e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30’dan itibaren Şişli’de, Osmanbey’de, Pangaltı’da, Nişantaşı’nda, Okmeydanı’nda, Dolapdere’de ve Kurtuluş’ta olaylar çıktı. Polisin, DİSK, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, ÖDP ve Halkın Kurtuluş Partisi binasında yönelik tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı. Polis; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı’nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti. Ankara’da Sakarya Meydanı’nda yapılan kutlama olaysız sona erdi.
2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önergeden sonra 1981’den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi.
2009 Nisan Taksim’e çıkılmasına izin verilmedi.
2010 1 Mayıs 140 bin kişinin katılımıyla Taksim’de kutlandı. (Resmi rakamlara göre).
2011 1 Mayıs’ında; 1 Mayıs 1977’ye damgasını vuran, ellerinden zincirlenmiş işçi pankartı da 34 yıl sonra aynı yerde konuşlandırıldı. 12 Eylül 1980 darbesi öncesi yaşananların konu edildiği “Ayhan Hanım” film ekibinin 1 Mayıs olaylarının çekimleri için birebir ölçüleri ile yaptırdığı Atatürk Kültür Merkezi (AKM) binasına asılan 33×15 metre boyutlarındaki ‘zincirlerini kıran işçi’ pankartı DİSK’in özel isteği üzerine yeniden AKM’ye asıldı.
Süleyman Çelebi, yürüyüş öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye’nin en temel sorunun, işsizlik ve yoksulluk olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Türkiye işsizlikte Avrupa 2’ncisi iken, yoksullukta dünya 3’üncüsüyüz. Gelir adaletsizliğinde dünya 3’üncüsüyüz. İş kazalarında dünya 2’ncisiyiz. Bugün hala ülkemizde 12-13 saatlik çalışma süreleri devam ediyor. Bugün 1 Mayıs’ın esas doğuş nedeni, 8 saatlik çalışma süresi elde etmektir. 8 saatlik çalışma süresi elde edilirse 1 Mayıs o zaman amacına ulaşır. Siyasiler de seçimden önce bu mesajları doğru şekilde alacaklardır. Tüm işçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz. Ağır bedeller ödendi. Gazlar yedik, coplar yedik ama bugün 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak bizim için ayrı bir önem taşıyor.”
2012 yılı 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı, “karşı devrim” in, 1923 Devrimi’ne karşı zafer kazandığı bir ortamda kutluyoruz.
Milletvekilleri, generalleri, öğretim üyeleri, gazetecileri, yazarları, öğrencileri tutuklu bir ülkede işçi kardeşlerimizin özgürlüğünden söz edilebilir mi?
Tevfik Fikret, 1900’lü yılların başında yazdığı “Sabah Olursa” şiirini şu dizelerle bitiriyordu:
“Işık, ışık… Bugünün işte ruhu, özlemi bu;
Silin bulutları, silkin o korku gölgesini,
Koşun ışıklar içinden o kutlu kurtuluşa.
Ümidimiz bu; ölürsek de biz, yaşar mutlak
Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak!”
İşçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!