07 Şubat 2012

KİTAP OKUMAK

ile Hami KARSLI

             Yeni yapılan bir kamuoyu araştırmasının sonuçlarına göre Türk halkının %45.5’u hiç kitap okumamış.

Evet,  “Şimdiye kadar hiç kitap okudunuz mu?” sorusuna, neredeyse halkımızın yarısı “hayır” yanıtını vermiş.

Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’na göre, Türkiye okuma alışkanlığında, Uganda, Tanzanya gibi ülkelerin de bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada yer alıyor. Yine aynı rapora göre öğrencilerin ders kitaplarının dışında kitap okumadıkları hatta ders kitaplarını bile yeterince okumadıkları belirtiliyor.

Ülkemizdeki kitaplıklar ve kitap sayısı, okuma alışkanlığı üzerine internette bir araştırma yaptım.

Elde ettiğim bilgiler karşısında –ülkem adına- utandım.

“Geçen yılki rakamlara göre; Türkiye de toplam 45 çocuk kütüphanesi, 14 yazma eser kütüphanesi ve 55 gezici kütüphane olmak üzere toplam 1152 kütüphane olmasına karşılık Almanya da 10.531, İngiltere de 4.620, İspanya da 5.209 kütüphane bulunuyor. Türkiye’deki kütüphanelerin 52 si çeşitli nedenlerle kapalı.

            Türkiye’deki kütüphanelerde 13 milyon kitap olmasına karşılık, Bulgaristan da 46 milyon, Rusya da 739 milyon, Almanya’daki kütüphanelerde 104 milyon kitap mevcut.

            Türkiye de kütüphanelere kayıtlı üye sayısı 493 bin 500 iken, İran da 7 milyon, Fransa da 16 milyon, İngiltere de 35 milyon kütüphane üyesi bulunuyor.

            Almanya da 7 bin 500 kişiye 1 kütüphane düşerken, Türkiye de 68 bin 500 kişiye 1 halk kütüphanesi düşmektedir.

            Almanya da halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneci sayısı 8 bin 337, Fransa da 7 bin 88, İngiltere de 6 bin 978, İspanya da 3 bin 794, Türkiye de sadece 333 kişidir.

            Japonya da toplumun yüzde 14 ü, Amerika`da yüzde 12 si, İngiltere ve Fransa da yüzde 21 i düzenli kitap okurken, Türkiye de yalnızca binde 1 kişi kitap okuyor.

            Bir Japon yılda ortalama 25, bir İsviçreli yılda ortalama 10, bir Fransız yılda ortalama 7, bir Türk ise 10 yılda ancak 1 kitap okuyor.

            Türkiye kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda

Bir yılda, ders kitapları hariç Amerika’da 72 bin, Almanya’da 65 bin, Brezilya’da 13 bin, Türkiye’de ise 6 bin 31 kitap yayımlanıyor.

            AB ülkelerinde yıllık kitap harcaması 500 dolarken Türkiye’de 2 dolar.”
 

 

Okuyan insanla okumayan insan arasındaki en önemli fark, birinin yaşamına dogmaların, diğerinin yaşamına ise eleştirel aklın egemen olmasıdır.

Okumadığı için, çevresinde, dünyada olup bitenlerden habersiz, bilgisiz insan, kör inançların, hurafelerin bataklığında kulaç atar. Aklını doğru kullanamaz. Kendisine şu veya bu şekilde verilen bilgileri aklının süzgecinden geçiremez. “neden”, “niye”, “niçin”, “nasıl” sorularını soramaz. Tanilli’nin deyimiyle “aklın mahkemesini kuramadığı için” de aydınlanamaz.

Aydınlanmayan insan bilgiyi kullanamaz. Bilginin yerine kaba kuvveti seçer.

Seçmek eylemi, bir bilgi, bilinç işidir. Herhangi bir konuda bilgi sahibi olmadan, o konuda, benzerleri arasında iyi, doğru, güzel, erdemli olanı ayırt edemezsiniz.

Demokrasinin, insan haklarının, özgürlüğün ne olduğunu bilmeden bunları savunmak olanaksızdır.

Bizi yönetecek kişileri seçerken, kendi adımıza yetki verdiğimiz bu kişilerin niteliklerini ölçecek bilgi sahibi değilsek, kandırılmamız son derece kolaydır.

TÜİK verilerine göre, 2011 yılında kültürel olarak seçmen görünüşüne baktığımızda 4.5 milyon okuma-yazma bilmeyen; 13.5 milyon okuma-yazma bilmesine rağmen ilkokulu bitirememiş; 18 milyon ilkokul mezunu; 9 milyon 555 bin yeşil kart sahibi yurttaşımız var.

            Ne ilginçtir ki, AKP en çok oyu, bu düzeydeki seçmenlerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerden almıştır.

Kişisel gelişimimizi sağlayan en önemli etkenlerden birisi okumaktır.

Günümüzden ikibin yıl önce yaşamış Romalı Şair Ovidus: “Gençlerini kitapla beslemeyen ulusların sonları düş kırıklığıdır” der. John Milton ise: “İyi bir kitap, insana can veren kandır” diyor.

Ülkelerin gelişmişliğinin bir ölçüsü, kitap okumanın günlük ihtiyaç listesindeki yeriyle ilgilidir. Batının gelişmiş ülkelerinde bu yer 18. sıra iken bizde 235. sıradır.

Gelişimin ve değişimin temelinde yatan en önemli şeylerden biri kitap okumaktır.

Kitaplar insanın düşünce yapısını, hayal dünyasını geliştirir, sözcük dağarcığını artırır, insana bilgi ve birikim kazandırır. Böylelikle kişinin kendine olan güveni artar.

Etrafımızda olup bitenleri sorgulayabilmek, eleştirebilmek, tartışabilmek bunun sonucunda iyiye, güzele doğruya ulaşabilmemiz için okumamız gerekir.

İnsan çok varsıl olabilir. Çok yüksek mevkilere gelebilir. Çok iyi bir iş kurabilir. Ama bunların hiçbiri okumanın bize kazandırdığı bilgi birikimi ve itibar gibi kalıcı değildir.

Çiçero, “Kitapsız bir ev ruhsuz bir cesede benzer” der.

Unutmayalım, içinde yaşadığımız çağın adı “bilgi çağı” dır.  Bilgi çağında bilgisiz kalmamanın yolu ise okumaktan geçer.