KÖŞE YAZISI DEDİĞİN…
Bak ağabey, köşe yazısı dediğin kısa olacak.
Her cümle bir paragraf…
Gereksiz tek sözcük kullanmayacaksın.
Özenle seçeceksin sözcükleri…
Karşı (muhalif) olacaksın.
İktidar ak(!) ise sen kara…
Sözcüklerin vurucu olacak.
Kodun mu, oturtacaksın…
Yazdıkların gerçek olacak.
Safsata yapmayacaksın…
Zekâ fışkırmalı sözcüklerden.
Ahmaklık değil…
Güldürürken düşündüreceksin.
Doğruyu, iyiyi, güzeli savunacaksın.
Yalakalık yapmayacaksın…
Bilgiçlik (ukalalık) taslamayacak,
Okuyucuna saygı göstereceksin.
Kimseye çamur atmayacak,
Çamur atanları yazacaksın…
*
Felsefe öğretmeninin “Bu sandalyenin olmadığını nasıl kanıtlarsınız” sorusuna
“hangi sandalye” yanıtını veren öğrenci gibi yazacaksın.
“Bellek” üzerine yaptığı çalışmalarla Nobel Tıp ödülü alan Dr. Jonathan Benson’un kısa konuşması gibi tutacaksın yazmayı da…
Dr. Benson ödülü alırken sadece şunları söylemişti:
“Bugün dünyada Viagra’ya ve meme silikonlarına, alzheimer hastalığı
araştırmalarından beş kat fazla yatırım yapılmakta…
Bu yüzden, birkaç yıl sonra etraf dik memeli yaşlı kadınlar ve sert penisli yaşlı erkeklerle dolacak.
Ama onlar bunun ne işe yaradığını anımsayamayacaklar.”
*
Bir de kendi öz dilinle yazacaksın.
Yabanın sözcükleriyle değil!
Bilmem anlatabildim mi?
Saygın Öğretmenim
Kimi dardağarcıklılara “kendi öz dilimizle, Türkçemizle yazmanın ne de güzel olduğunu anlatmak için, bir yaşam boyu uğraş verdik!
Günümüzde, başarabilmiş değiliz!
Bugün, Fransızca “viyadük” sözcüğüne karşılık öz Türkçe “aşıt” sözcüğünü öneriyordum. Böyle bir sözcüğün Türkçemizde bulunmadığını -göğsünü gererek- söyledi bir dardağarcıklı. “Aşıt” sözcüğünü, Âşık Paşa’nın 13. yüzyılda kullandığını söyledim. Dardağarcıklı yina karşıdurdu. Araştırdık. Âşık Paşa, Garipname’de kullanmıştı, anılan sözcüğü. Dardağarcıklı, utanılası karşıduruşunu sürdürdü.
Bilge Önder, bir yasanın TBMM’de tartışılıp oylanmasından önce, “muhtemelen kimi kelleler gidecektir” demişti. Saygın Öğretmenim, gerçekten kimi kellelerin gitmesi gerek! Bir baş, içinde us taşımıyorsa, o başı taşıyan gövde, us taşıyanların canına kıyıyorsa, bu nasıl engellenecek? Ancak “Atatürkçe bir yiğitlikle, yüreklilikle” engellenebilir, diye düşünüyorum.
Kişiliğimdeki “devrimci” düşünceleri devinime getiren güzelim dizeklerinize (satır) gönlüm dolusu “sağ olun, var olun” diyor, erinç, gönenç diliyorum…
Öğrenciniz, okurunuz
Tarık Konal