01 Haziran 2008

Mayıs – 2008 ‘ de TÜRKİYE TABLOSU

ile Hami KARSLI

Hatice EKEOĞLU

TOKAT CUMOK

haticeekeoglu@gmail.com

 

(Yalanlanmayan eleştirel basın haberleriyle)

                        Mayıs – 2008’ de  TÜRKİYE TABLOSU

1 Mayıs

  • SIKIYÖNETİM GİBİ – AKP hükümeti emekçiye 1 Mayıs bayramını zehir etmekte kararlı. İstanbul Valisi Muammer Güler, terör örgütlerinin eylem düzenleme olasılığına karşı 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına izin  vermeyeceğini açıkladı. Kazlıçeşme, Çağlayan, Kadıköy ve Kartal meydanlarında  miting yapılabileceğini söyleyen Güler, söz konusu örgütlerin buralarda neden eylem yapmayacağı konusuna ise açıklık getirmedi. Bu sabah Üsküdar ve Kadıköy’den  karşıya vapur seferleri yapılmayacak. Taksim yakınlarında tramvay ve metro da çalışmayacak. İstanbul’da 66 okul da bir günlüğüne kapalı. İstanbul valisi Taksim’in yasak olduğunu açıklarken hükümette emekçiye gözdağı vermekten geri durmadı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, sendikaların Taksim  konusunda ısrar etmelerinin “anayasal düzene başkaldırı olarak değerlendirileceğini” söyledi.  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da  bayramı Taksim’de  kutlamak isteyen sendikaların   iyi niyetli olmadıklarını iddia etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu yaklaşımın kamu düzenini bozmaya, güncel yaşamı olumsuz etkilemeye yönelik olduğunu ileri sürdü.
  • EMEKÇİ GERİ ADIM ATMADI – Üç emek konfederasyonu Türk-İş, DİSK ve KESK, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama kararlılığını bir kez daha vurguladı.Sendika genel sekreterlerinin yaptığı ortak açıklamada, emekçilerin alanlarda olacağını, meydana gelecek kargaşanın sorumlusunun valilik ve emniyet olacağının altını çizdi. DİSK Genel Sekreteri Görgün, “500 bin emekçi olarak 1 Mayıs’ı Taksim’de ellerimizde karanfillerle kutlayacağız” dedi.
  • ÇOCUKLARIN PİYASASI! – Bakan Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan’ın 18.5 milyon dolarlık gübre hammaddesi ithalatına tepki gösteren Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı  Günaydın, “Bu alanda yıllarının vermiş insanların yapamadığını genç firmaların bir anda yapması  dikkat çekici” dedi.
  • SAİD NURSİ REFERANSLI ATAMA – Öğrencilerine kendi imzaladığı kitapları dağıtan fen bilgisi öğretmeni müdür yardımcısı oldu. Polatlı Bedriye Halil Naci Mıhçıoğlu İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencilerine “Güzel okuyup güzel istifade etme dileğiyle” diyerek imzaladığı Said Nursi kitaplarını dağıtan fen bilgisi öğretmeni Koray Yılmazer, Polatlı Anadolu Öğretmen Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görevlendirildi.

 

2 Mayıs

  • 1 MAYIS’TA AKP TERÖRÜ – Hükümetin emriyle polis İstanbul’u savaş alanına çevirdi, halkın üzerine bombalar, biber gazları, coplar yağdı. İşçiyi, sendikacıyı “ayaktakımı” gören AKP hükümeti, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda terör estirdi, kenti ablukaya aldı. Polis, cadde, sokak ve alanlarda yurttaşlara biber gazı sıktı, gaz bombası attı. Yüzlerce yurttaş gazdan zehirlenerek hastanelerde tedavi altına alındı. DİSK, KESK ve Türk-İş yöneticileri can güvenliklerinin olmadığına dikkat çekerek Taksim programını iptal etti. Açıklamalarını CHP Şişli ve  DİSK Genel Merkezi önünde yapan işçi örgütleri yöneticileri, polisin “yalnızca sendika temsilcileri olarak Taksim’e gidebilirsiniz” önerisini reddettiler. Bölgede bulunan birçok hastanenin bahçesine de atılan biber gazı bombaları, acil servis ve polikliniklerde bulunan yurttaşlar ile sağlık çalışanlarının zor saatler yaşamasına neden oldu. Özellikle Şişli Etfal Hastanesi Acil Servisi’ndeki hastalar atılan biber gazlarından etkilendi.. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Dr. Ali Çerkezoğlu, gaz bombalarının, biber gazının ölçüsüz ve sayısız şekilde atıldığını belirterek TTB olarak başta valilik olmak üzere kantin üst düzey yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
  • SAVAŞTA BİLE YASAK – 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen milletvekilleri kızgın. Polis vahşetini Şişli’de  hem DİSK Genel Merkezi hem de CHP binası önünde yaşayan politikacılardan  CHP’li milletvekili Şahin Mengü, biber gazının savaşlarda kullanılmasının bile yasak olduğunu söyledi. CHP İstanbul’da yaşananların “AKP’nin gerçek yüzünü ortaya çıkardığını, işçinin-emeğin yanında bir parti olmadığını  ortaya koyduğunu” bildirdi. Grup başkanvekillerinin ortak açıklamasında, 1 Mayıs’ta yaşananların “AKP’nin 12 Eylül faşizminin uzantısı olduğunu ortaya koyduğu” belirtildi.
  • YURTTAŞ TEPKİLİ – Bölge esnafı, olayların sorumlusunun “siyasi iktidar” olduğu görüşünde. Dükkan sahipleri, “Herkese serbest olan Taksim Meydanı işçilere neden yasak, anlamış değiliz. Taksim işçilere yasaklanmasaydı bu manzara yaşanmayacaktı” dediler.
  • AKP’NİN UMUDU DEMİREL – Ön savunmada, siyasilerin türban konusundaki sözleri dayanak yapıldı. AKP, “zayıf, özensiz, hukuki değil siyasi” diye eleştirdiği iddianameye  verdiği savunmada, laiklik karşıtı olmadığını eski başbakanların türban ve laiklikle ilgili açıklamalarından alıntı yaparak ispatlamaya çalışırken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın  1995’li yıllardaki “Elhamdülillah şeriatçıyım, İstanbul’un imamıyım” gibi açıklamaları ise üzerinden uzun yıllar geçtiği gerekçe gösterilerek yok sayıldı.

 

3 Mayıs

  • ÖZÜR DİLE ERDOĞAN – Baykal, 1 Mayıs’ta İstanbul’daki utanç manzaralarından hükümeti sorumlu tuttu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı “Ayaktakımı diye diye  ayaklar altına aldırdığı, zulüm derecesinde şiddet uygulattığı emekçilerden ve hayatını zehrettiği İstanbullulardan” özür dilemeye çağıran CHP lideri Deniz Baykal, provokasyonun bizzat AKP hükümeti tarafından yapıldığını belirterek, “Demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılması açısından 1 Mayıs öncesi  AKP’si ile 1 Mayıs sonrasının AKP’si vardır. Bu ibret verici tarihi bir kırılma noktasıdır” diye konuştu.
  • ERDOĞAN HALA SENDİKALARI SUÇLUYOR – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da 1 Mayıs’ta yaşanan olaylardan sendikaları sorumlu tuttu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Dün (önceki gün) yaşananlar eğer meydanda ifade edildiği gibi 35 bin kişinin katıldığı bir miting haline dönüşmüş olsaydı bunun faturası çok daha farklı çıkabilirdi. Devlet burada üzerine düşen görevi yapmıştır. Ama olayın gelişmesi esnasında arzu edilmeyen bazı sahnelerle de maalesef karşılaşma durumları olmuştur” diye konuştu.
  • TÜRKİYE AYAĞA KALKTI – İstanbul’da 1 Mayıs bayramını emekçiye zehreden AKP iktidarı yurdun birçok yerinde protesto edildi.  Polisin Şişli Etfal Hastanesi acil servisine gaz bombası atmasının protesto eden sağlık emekçileri Başbakan Erdoğan, Vali Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı istifaya çağırdılar. Ankara’da  AKP binasına yürüyen Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri, “Tayyip seni Taksim’e gömeriz” diye slogan attı.
  • DİNCİLERDE  ENSEST  YAYGIN – Cinsel istismara uğrayan mağdurları tedavi eden Vakıf Gureba Eğitim Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Doç. Dr. Sefa Saygılı, İslami kesimde cinsel istismarın çok yaygın olduğunu belirterek, “Özellikle ensest. Bunun çoğu yakınlar tarafından oluyor. Ensest harici, komşu, misafir, amcaoğlu vs. gibi şekillerde de  suiistimaller oluyor”  dedi.
  • KONTROLDEN ÇIKTI – Enflasyon nisanda beklentilerin üzerinde çıktı ve dört ayda hedefi aştı. TÜFE yüzde 1.68, ÜFE yüzde 4.50 arttı. Yıllık enflasyon yüzde 9.66’ya çıktı.  Dört aylık enflasyon yüzde 4.82’ye çıkarak yüzde 4’lük hedefi şimdiden geride bıraktı. Bir önceki yılın aynı ayına göre TÜFE’de  en yüksek artış yüzde 15.22 ile konut grubunda gerçekleşti.

 

4 Mayıs

  • AKP SAVUNMASINDA DAYANAKSIZ GEREKÇELER – Erdoğan ve Arınç’ın sözleri yok sayılıyor, Gülen okullarına giden isimler kullanılıyor. AKP, Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu ön savunmada, hakkındaki suçlamaları kabul etmemek için türlü yollara başvurdu. Demirel ve Ecevit’in  açıklama ve uygulamalarına sarılan  AKP, Demirel’in 1987 yılında yayımlanan  “İslam ve Demokrasi” kitabında geçen “Atatürk’ün kurduğu devlet laik devlet değil, İslam devletidir” ifadesini savunmaya koydu. Savunmada, Deniz Baykal’ın İmam-ı Âzam Ebu Hanife’nin sözlerinden alıntılarla  dini içerikli konuşmalar yaptığı  belirtilirken  eski başbakanlardan Ecevit’in “Dinde bağnazlık olabileceği gibi laiklikte de bağnazlık olabiliyor” sözlerine yer verildi.  Türban yasağının kaldırılmasını amaçlayan  ilk yasa değişikliğini Turgut Özal’ın  başkanlığı döneminde ANAP hükümetinin yaptığına işaret edildi.  Dışişleri Bakanlığı döneminde Fethullah Gülen okullarına yönelik genelgesi nedeniyle suçlanan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül savunulurken de CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halis Burhan’ın bu okullara yaptıkları ziyaretler anımsatıldı. Ancak bu iki isim de okullara destek amacıyla gitmediklerini açıklayınca AKP boşluğa düştü. 3 yıl önce Rusya Parlamentosu’nun davetlisi olarak Moskova’ya gittiğini anımsatan Öymen, AKP’lileri havaalanında karşılayan bir işadamı, buradaki Türk okullarını ziyaret etmemizi istedi. Gidince Fethullah Gülen okulu olduğunu anladım. Bizi okullara götüren kişi daha sonra sınır dışı edildi. Bu ziyaretin savunma dosyasına konulması gülünç” dedi.
  • LİSEDE EMPERYALİZM SANSÜRÜ – Başkentteki Ümitköy Anadolu Lisesi’nde, öğrencinin hazırladığı metin siyasi bulundu. 23 Nisan töreninde okumak üzere günün önemini anlatan bir metin hazırlaması  istenen öğrencinin yazısı, içinde “emperyalizm” sözcüğü geçtiği gerekçesiyle sansürlendi. Edebiyat öğretmeni tarafından emperyalizm sözcüğünün yanı sıra “Bugün tarih tekerrür etmektedir. Biz gençlere düşen tarihi tekrar hatırlamak ve hatırlatmaktır” cümlesi de metinden çıkarıldı.Gerekçe olarak bunların  “siyasi anlam taşıması” gösterildi.
  • GÜLEN HAYRANI PRODÜKTÖR – Abbas Abalı takma adıyla yazdığı kitapta rejime ve TRT’ye yönelik sert eleştirilerde bulunan Muhsin Mete’nin ardından  TRT 1’de yayımlanan Ezberbozan programının yapımcısı Sadık Yılmaz, Sadık Yalsızuçanlar takma adıyla yazdığı kitaplarda, Said Nursi’ye hayranlığını dile getiriyor. Yılmaz, Said Nursi’yi Küba devriminin öncüsü Che’ye benzetiyor.

 

5 Mayıs

  • AKP PUSUYA YATTI – Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin başvurusunu reddederek 10 ve 42. madde değişikliklerini yalnızca biçim yönünden denetlemesi durumunda CHP’nin “türban değişikliği anayasanın 2. maddesine aykırıdır” iddiası boşa çıkmış olacak. AKP’ye göre, bu durumda iddianamede türban değişikliğiyle ilgili olarak AKP’ye atfedilen laiklik karşıtı suç iddiası düşecek, iddianamenin büyük bölümü de böylelikle çürümüş olacak. CHP’nin başvurusunun reddedilmesi durumunda AKP için siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliğinin yolu açımlaş olacak. Ancak, AKP kulislerinde, Anayasa Mahkemesi, türban değişikliğini  anayasanın 2. maddesine aykırı bulup iptal ederse CHP’nin aynı maddeye dayanarak, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştıracak anayasa değişikliğini de mahkemeye götürebileceği dile getiriliyor. Yüksek mahkemenin türbanla ilgili anayasa değişikliğini esastan incelemesi ve anayasanın 2. maddesine aykırı bularak iptal etmesi durumunda AKP’nin anayasa değişikliği için seçeneği pek fazla kalmıyor.  Yerel seçimlere hazırlıksız yakalanmak istemeyen  AKP’nin yoluna yeni bir partiyle devam edeceği, perde arkasında yine  Tayyip Erdoğan’ın olacağına dikkat çekiliyor.
  • YABANCIYA TOPRAK İNADI – AKP hükümeti, Anayasa Mahkemesi’nin yabancıya arazi satışıyla ilgili yasanın bazı maddelerini iptal etmesinin ardından hazırladığı yeni yasa değişikliğini bu hafta genel kurul gündemine aldı. Yeni düzenlemede yabancıya arazi satışında üst  sınır kriteri, “il yüz ölçümünün binde 5’i” yerine “merkez ilçe ve ilçelerin imarlı arazilerinin yüzde 10’unu geçmeme” kriterine bağlanıyor. Eski Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Yardımcısı Özkaya, AKP’nin “imarlı arazileri, altın tepsi içinde yabancılara sunarak ülkeyi anahtar teslimi tasfiye edeceğini” söyledi.
  • ŞİDDET VE CİNSEL İSTİSMARDA ÜRKÜTEN TABLO – Devlet Bakanı Çubukçu, bu yılın ocak ve şubat aylarında  kadınlara yönelik, fiziksel, sözel, psikolojik cinsel şiddet olayı sayısını 55 olarak açıkladı. Aynı dönemde kadın konukevlerine yönlendirilen kadın sayısı ise 1347’yi buldu. Her dört kadından biri şiddet mağduru. Tecavüz ve tacize uğrayan kadınların yüzde 50’si 18 yaş altı.

 

6 Mayıs

  • HEDEFLER ALTÜST – AKP hükümeti mali disiplini bitirdi, faiz dışı fazlada indirime gitti. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in hafta sonunda birlikte açıkladığı 2008-2012 Yılları Orta Vadeli Mali Çerçeve, dış piyasaların büyük önem  verdiği mali disipline son veriyor. Mali çerçeve hükümetin geçen yıl açıkladığı 2008-2010 Orta vadeli Programı hedeflerini de dağıttı. Unakıtan hükümetin yüzde 5.5 olarak belirlediği  faiz dışı fazla hedefinin de yüzde 3.5’a indirildiğini açıkladı. Devlet Planlama Teşkilatı son dönemde aşağı yönlü seyir izleyen hizmet enflasyonunun, tekrar artış trendine  girebileceğini öngördü. Devlet Planlama Teşkilatı’nın Nisan 2008 Ekonomik gelişmeler raporunda, üretici fiyat endeksindeki yüksek oranlı artışların da enflasyona ilişkin endişeleri arttırdığı belirtildi.  Merkez Bankası da  enflasyonun son çeyreğe kadar yüksek seyrini koruyacağı görüşünde. Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıları diğer ülkelerinde yaşadığını belirten TOBB Yönetim Kurulu üyesi Fethi Coşkuntuncel,  bu nedenle ithalatın  ancak geçici etkisi olabileceğini ve çözüm sağlamayacağını belirtti.  Fethi Coşkuntuncel, “Çözüm, çiftçiye ucuz girdi temin etmekten geçiyor. Stok yapılmasını önleyemezsiniz.  4 ay sonra ramazan başladığında bugünkü fiyatları arar hale geleceğiz” diye uyarılarda bulundu.
  • KÜÇÜK GÜL’ÜN PATRONU BABACAN – Emeklilik yaşı ve emeklilikte alınacak ücreti belirleyen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı yasalaşmadan önce çocuklarına bir günlük de olsa sigortalılık girişi yaptırabilmek için  arayışa giren anne babalara Cumhurbaşkanı Gül de  katıldı. Gül’ün 14.5 yaşındaki oğlu Mehmet Emre Gül’ün 24 günlük sigortalılık girişinin yapıldığı şirketin Dışişleri Bakanı  Ali Babacan’ın ailesine ait Ali Babacan AŞ olduğu ortaya çıktı.
  • KENDİNE DEMOKRAT – Türkiye-AB Troyka toplantısının gündemi AKP hakkında açılan kapatma davası olacak. Babacan’ın, AKP’nin savunmasının ayrıntılarını aktararak desteklerinin sürmesini isteyeceği belirtiliyor. 1 Mayıs’ta emekçiyi dövdüren AKP, destek almak için AB’ye  demokratikleşme paketini de sunacak.
  • ÜÇ SENDİKADAN ORTAK TAVIR – DİSK, KESK  ve Türk- İş, 1 Mayıs’taki ‘polis terörü’ nedeniyle Başbakan Erdoğan başta olmak üzere tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacak. Üç konfederasyon 2009 1 Mayıs’ında yine Taksim’e çıkma kararı aldı.

 

7 Mayıs

  • AKP’YE ELEŞTİRİ – Babacan’la görüşen AB Troykası 1 hafta sonra 1 Mayıs’ta yaşanan terörü anımsadı. AB Dönem Başkanı Slovenya’nın Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel, sonraki dönem başkanı Fransa’nın Avrupa işlerinden sorumlu Devlet Sekreteri Jean Pierre Jouyet ve AB Komisyonu’nu temsilen genişlemeden sorumlu üye Olli Rehn Ali Babacan ile bir araya geldi. Emekçiye bayramı zehreden polis sertliğini eleştiren Olli Rehn, Babacan’dan olayların soruşturulmasını istedi. Rehn, kapatma davasında ise AKP’ye destek verdi.
  • 1 MAYIS TERÖRÜNÜ SAVUNDU – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs vahşeti için özür yerine karşı saldırıyı seçti. Daha toplanmadan polis saldırısına maruz kalan sendikaları “istismarcılıkla” suçlayan Erdoğan,  bayramı halka zehreden polise sahip çıktı. Erdoğan, “Kim bu polis? Bunlar uzaydan mı geldi? Bunlar, bu ülke insanını ayırt etmeksizin hepsinin can güvenliğinden sorumlu polis kardeşimiz, evladımız değil mi? Nedir polise olan düşmanlık?” derken, vahşet kurbanlarıyla alay edercesine Hak-İş’in mitinginde olay çıkmadığını söyledi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 1 Mayıs’ta yaşanan olaylarla ilgili olarak Erdoğan hakkında gensoru önergesi vereceklerini açıkladı. 1 Mayıs’ta iktidarın gerçek yüzünün bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayan Baykal, “İktidarın bütün iddiaları iflas etmiştir. İyi ki televizyonlar var, bu nasıl bir zulümdür, Vandallıktır? Başbakan hakkında gen soru vereceğiz. Başbakan çıksın kendini savunsun. 1 Mayıs’ın hesabını soracağız” dedi.
  • CUMHURBAŞKANI GÜL’DEN TUHAF SAVUNMA – Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, küçük oğlu Mehmet Emre Gül’ün  24 gün Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın ailesinin şirketinde  çalıştığını doğrularken olayın ortaya çıkarılmasını “iyi niyetten yoksun” olarak nitelendirdi. Gül, oğlunun tatil yapmak yerine çalışmayı tercih ettiğini, yasadan yararlanmak için  bu yola başvurmadıklarını savundu.
  • ÇANAKKALE’DE TEHLİKELİ TURİZM – Turis Rehberleri Birliği Başkanı Özbuldu, Çanakkale tarihine yönelik irticai söylemlerin arttığını söyledi. TÜRSAB Başkanı Ulusoy, alan kılavuzu  kavramına kesinlikle karşı olduklarını belirterek “Alan kılavuzları saçmalıktan ibarettir” dedi.

 

8 Mayıs

  • ENFLASYON TSUNAMİSİ – UNDP Başkanı Kemal Derviş, Türkiye’ye yaklaşan ekonomik tehlikeye dikkat çekti: BM Kalkınma Programı Başkanı Derviş, gelişmekte olan ülkelerde yükselen gıda ve enerji fiyatları nedeniyle kentlerdeki yoksul insanların “enflasyon tsunamisi” ile karşı karşıya  bulunduğunu belirtti. Derviş, kendi finans piyasalarında  tıkanıklıkları engellemeye çalışan sanayileşmiş ülkelerin genişletici politikaları nedeniyle  gelişmekte olan ülkelerde enflasyon ve  para arzı kontrolünde ciddi sorunların yaşanacağını söyledi.  Derviş, gelişmekte olan ülkelerde fiyat artışlarının, yoksulları bir yıldan daha kısa bir süre içinde  yüzde 25 kadar daha yoksul hale getirdiğini belirtti.  Derviş, “ABD faiz oranlarını düşürürken siz para politikanızı nasıl sıkılaştırabilirsiniz? Yıllarca enflasyon  ile mücadele eden Türkiye ve Brezilya gibi ülkeler, finansal sektörü kurtarma gereğinden kaynaklanan  gerçek bir enflasyon tehlikesi ile karşı karşıya” dedi.
  • YARDIMI KESİN – TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, gıda fiyatlarının yükselmesi nedeniyle zengin ülkelerin yoksullara para yardımı yapmasının köklü çözüm olmayacağını belirterek, “Dünya, sorunu ancak tarım politikalarını değiştirerek, korumacılığı azaltarak aşabilecek” dedi. Yalçındağ, fiyat artışının Türkiye’nin rekabet gücünü arttırdığını savundu.
  • 200 MİLYON KINADI – Uluslararası sendikalar İstanbul’da  1 Mayıs’ı  emekçiye zehreden polis şiddetini kınadı. 168 milyon üyeli Uluslararası  Sendikalar Konfederasyonu, 20 milyon üyeli Kamu Hizmetleri Enternasyonali ve 60 milyon üyeye sahip Avrupa Sendikalar Konfederasyonu, Gül ve Erdoğan’a  mektup göndererek olayları protesto etti. CHP, 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de  yapılmasını engelleyerek toplantı ve gösteri özgürlüğünü ihlal eden, açıklamalarıyla güvenlik güçlerini orantısız kuvvet kullanmaya teşvik eden  ve bu tutumu ile toplumsal barışı tehlikeye atarak çatışmacı bir süreç başlatan” Başbakan Erdoğan hakkında gensoru önergesi verdi.
  • OKULLARDA MAHALLE BASKISI – Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, öğrencilerin servislerle Cuma namazına götürüldüğü ÇEAŞ Anadolu Lisesi’nde dinci uygulamaların yaygınlaşmasına tepki gösteren öğretmen ve öğrencilere mahalle baskısı uygulandığını söyledi. Sendika binasında öğrenci velileri ile birlikte basın açıklaması yapan Boğa,  AKP’ye yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir-Sen üyelerinin okul önünde, laik ve bilimsel eğitimi savunan öğretmen ve öğrencileri karalamak amacıyla eylem yaptığına dikkat çekti.

 

9 Mayıs

  • DİNCİ YAYINA VİZE – TRT’nin  tartışmalı yasa tasarısıyla  deneyimli ve dinci yayınlara vize vermeyen yayıncıların tasfiyesinin de  önü açılıyor. Yasa tasarısına eklenen ve kaldırılan, ismi değiştirilen ya da birleştirilen birimlerdeki personelin “araştırmacı” kadrosuna atanarak başka birimlerde görevlendirilebilmelerini sağlayan düzenleme ile Yayın Denetleme Kurulu’nun yapısı da baştan sona değiştirilecek. TRT yönetimi bir süre önce bazı programları Yayın Denetleme Kurulu’nun denetiminden kaçırabilmek için  canlı yayımlamaya başlamıştı. Programların canlı yayımlanması nedeniyle  kurul üyeleri yayın öncesinden  program hakkında söz sahibi olamıyordu.
  • VAKİT’E PARA CEZASI – Danıştay üyelerinin, fotoğraflarını yayımlayarak “terör örgütüne hedef göstermek” suçundan yargılanan Anadolu’da Vakit gazetesi sahibi Nuri Aykon 100 bin  YTL para cezasına çarptırıldı. Gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürü Harun Aksoy da 11 bin 572 YTL para cezası aldı. Mahkeme, 13 Şubat  2006 tarihli gazetede yayımlanan “İşte O Üyeler” başlıklı haberde Danıştay üyelerinin terör örgütlerine hedef  gösterdiklerinin anlaşıldığını belirterek, sanıkları toplam 111 bin 572 YTL para cezası ödemeye mahkûm etti. Danıştay’ın türban kararının ardından  13 Şubat 2006’da Anadolu’da Vakit gazetesinde “İşte O Üyeler” manşeti ile yayımlanan haberde Danıştay 2. Dairesi’nin başkan ve üyesinin fotoğrafı yer almıştı.
  • DİSK SERT ÇIKTI – DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, AKP iktidarında işsizliğin ve yoksulluğun azalmadığını, AKP’nin de bunların üzerini gündem değiştirerek örttüğünü belirterek, “1 Mayıs’ta bizim dile getireceklerimiz bunlardı. Ama fırsat vermediler” dedi. Türkiye’nin esas gündeminin işsizlik, yoksulluk, açlık, adaletsizlikler olduğuna vurgu yapan Çelebi, gerçek yüzlerinin işçi ve emekçiler tarafından açığa çıkarılacağını anladıkları için  Başbakan’ın “hırçın” ve “saldırgan” davrandığını kaydetti.
  • IMF’DEN TÜRKİYE’YE SON KREDİ – Uluslararası Para Fonu’nun karar makamı olan İcra Direktörleri Kurulu’nun bugünkü toplantısında, Türkiye’nin programının yedinci ve sonuncu gözden geçirme dönemi görüşülecek. Toplantı’da, yedinci gözden geçirmeyle birlikte üç yıllık stand-by düzenlemesini başarıyla sonuçlanması ve  3.7 milyar dolarlık son kredi diliminin Türkiye’ye serbest bırakılması öngörülüyor.

 

10 Mayıs

  • AKP-AB KOALİSYONU – AKP’ye yönelik kapatma davasının ardından AB sözcülerinden gelen açıklamalar dikkat çekiyor. Açıkça AKP’ye destek veren, Türkiye’deki laikliğe karşı tavır alan AB sözcüleri, iktidar partisinin toplumu geren, dinci yapılanmanın önünü açan uygulamalarını ise görmezden geliyor. AB yetkililerinden son bir ay içinde gelen açıklamaların hemen hemen  tümü yargıya müdahale niteliği taşıyor.
  • AKP YARGIYA DA EL ATTI – Hükümetin yargı reformu taslağında  TBMM’nin de yüksek kurula üye seçmesi öngörülüyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun  oluşumu ve çalışma şekli ile ilgili eleştirilerin bulunduğu belirtilen AKP taslağında, HSYK’nin mevcut haliyle “hâkim ve savcılar üzerinde yüksek mahkemelerin vesayetinin olduğu izlenimi oluşturduğu” ve bu nedenle Kurul’un yapısının “yargının tümünü temsil edecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği” savunuldu.
  • YARGI, REFORMU SORDU – Şahin’in ilk önce Olli Rehn’e sunmayı tercih ettiği reform taslağı tartışma yarattı. Bakan Şahin’in, “Yargı Reformu Strateji Taslağı”nı Olli Rehn’e  sunduğu şeklinde basında yer alan haberler üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığı’na bir yazı gönderen Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, taslağın önce AB Komiseri’ne sunulmasını şaşırtıcı bulduğunu belirtti. Şirin, yüksek mahkemelerin ve erkin sair üst organ ve kuruluşlarının görüşü alınmadan şekillendirilecek bir yargı reformunun, eksik ve zafiyetli olacağı uyarısında bulundu.
  • HER İŞİ BİLEN KAYINBİRADER – Başbakan Erdoğan’ın oğlunun kayınbiraderi önce AKP’li belediyenin bilişim şirketi Belbim’de müdür yardımcısıydı. Şimdi de turizm şirketi Beltur’a müdür oldu.
  • RESEPSİYONA CUMA AYARI – Çankaya Köşkü’nde 9 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle verilen resepsiyona “Cuma namazı” ayarı yapıldı. Sabah 11.30’da başlayan resepsiyon, Cuma ezanının okunduğu 13.08 öncesinde sona erdi. Böylece Cumhurbaşkanı Gül ve  resepsiyona katılan AKP’liler Cuma namazını kaçırmamış oldu.

 

11 Mayıs

  • YARGIDAN ELİNİZİ ÇEKİN – Danıştay Başkanı Çörtoğlu, hem hükümete hem de  AB’ye yüklendi. Danıştay’ın kuruluş yıldönümü nedeniyle  düzenlenen törende konuşan Çörtoğlu,  yargı kararlarının siyasete konu edilmemesini istedi.  Bu kararların hükümete karşı bir tavır gibi gösterilerek kamuoyuna şikâyet edilmesinin doğru olmadığını söyleyen Çörtoğlu, kararları nedeniyle Danıştay mensuplarını suçlayıcı ve hedef gösterici davranışlarda bulunulmaması gerektiğini vurguladı. Çörtoğlu, yargıya intikal eden konularda, gerek ulusal, gerekse uluslar arası çevrelerce yargı organlarını yönlendirme ve etki altına alma girişimlerini doğru bulmadıklarını söyledi. Çörtoğlu, “Ülkelerindeki yargı organlarına ve bu organların karar ve dava süreçlerine gösterdikleri saygıyı, Türk milleti adına karar veren bağımsız Türk yargısına da göstermelidirler” dedi.
  • ŞAHİN’DEN AĞIR SÖZLER – AKP hükümetinin yargı reformu taslağını Yargıtay’dan önce AB’ye sunmasını eleştiren Osman Şirin’i eleştiren Adalet Bakanı, “İncelemeden, araştırmadan, belgenin ne anlama geldiğini, neyin ürünü olduğunu bir zahmet açıp sormadan alelacele yapılmış bir açıklama olarak değerlendiriyorum” dedi. Şahin bunun bir ön taslak olduğunu söyledi.
  • KARAKOL BASKINI: 6 ŞEHİT – Hakkâri’de  sınır karakoluna düzenlenen saldırıda 19 PKK’li öldü. Şemdinli ilçesinde sınırda bulunan  Aktütün Karakolu’na önceki gece Dağlıca baskınının benzeri bir saldırı düzenlendi. Zap ile Çemço ve Avaşin kamplarında toplanan yaklaşık 150-200 kişilik PKK’li grup, Basya Vadisi’ni kullanarak sınırı geçti ve Aktütün Karakolu’na iki koldan ağır silahlarla ateş açtı. PKK’lilerle askerler arasında çıkan çatışma yarım saat sürdü.
  • MAAŞLAR DÜŞECEK – Türkiye, 19. stand-by anlaşmasını tamamladığı Fon ile Program sonrası İzleme sürecine geçti. Sistem, olası yeni ihtiyati stand-by  anlaşması sürecinden bağımsız olarak işleyecek Türkiye, anlaşmayı; harcamaları kısma, personel alımını ve maaşları düşük tutma, özelleştirme ve elektriğe zam sözleri ile tamamladı.

 

12 Mayıs

  • 53 MİLYON YOKSUL – Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) Açlık ve Yoksulluk araştırması Türkiye’de  4 kişiden 3’ünün yoksul olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre 70 milyonluk Türkiye’nin 11 milyonu da  açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. İstatistiki hesaplama yöntemi değişikliği de  ‘acı gerçeği’ gizlemeye yetmedi. Kişi başına gelir 9 bin  doları geçti, ama bu rötuşlu gelir, Türkiye’deki yaklaşık 3 milyon ailenin açlığına, 13 milyon ailenin de  yoksulluğuna çare olamadı. ATO Başkanı Sinan Aygün, kömür dağıtılmasıyla, milyarlarca aileye gıda yardımı yapılmasıyla  övünülen bir ülkede resmi istatistiklerin hiçbir inandırıcılığının bulunmadığını belirterek, “Hesaplama sistemlerinde  değişiklik yaparak kişi başına geliri 9 bin doların üzerine çıkarmak, ülkedeki aç ve yoksul insan sayısının azalmasına neden olmuyor. Türkiye’de  52.3 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor” dedi.
  • KARAKOL BASAN TERÖR TİMİ VURULDU – Hakkâri’deki karakol baskınını düzenleyen terörist PKK grubunun Kuzey Irak’taki toplantı yeri  top ateşi ve savaş uçaklarıyla vuruldu.  Genelkurmay açıklamasında hava operasyonlarında  bölücü örgütün “basın ve  propaganda merkezi”nin de vurulduğu dile getirildi.
  • YARGIÇLAR MEMURLAŞTIRILIYOR – İstanbul Barosu, Türkiye’de  baroların katkısı alınmadan Avrupa Birliği’ne sunulan “Yargı Reformu Taslağı”nın yargının bağımsızlığı ve reform kavramlarıyla bağdaşmadığını kaydetti. Savunmanın,  yargının kurucu unsur olduğuna dikkat çeken  İstanbul Barosu, “kuvvetler ayrılığı” ilkesinin doğru anlaşılamaması halinde, yürütme ve yasamanın, yargı üzerinde baskı oluşturduğu bir evreye geçileceği uyarısında bulundu.
  • İMAM HATİP ELEŞTİRİSİ – Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2007 raporunda, imam hatip ve ilahiyat fakültesi mezunlarının “mesleki bilgi ve beceri bakımından yeterli olmadıkları” vurgulandı.

 

13 Mayıs

  • YOKSUL ZENGİNLER – Türkiye’de işadamları, rantiyeler, doktorlar ve avukatlar yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ortalama gelir vergisi beyanları, 81 ilin tümünde beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin yoksulluk sınırının altında  bir yaşam sürdürdüğünü ortaya koydu. Hiçbir ildeki ortalama kazanç tutarı, Türk-İş’in nisan sonunda ilan ettiği 2 bin 336 YTL’lik yoksulluk sınırına ulaşamadı. Aynı şekilde, 81 ilin 63’ünde beyan edilen kazançlar, 717 YTL’lik açlık sınırının da altında kaldı. Sadece İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, Aydın, Denizli, Zonguldak, Balıkesir, Manisa, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Muğla, Adana, Ordu, Kocaeli, Trabzon ve Çanakkale’de açlık sınırının üstüne çıktılar. 43 ilde gelirler, asgari ücret kadar da olamadı.
  • STAND-BY  NİYETİ – Mayıs başında sona eren 19. stad-by anlaşmasının son mektubunda, IMF’ye yeni taahhütler verilmesi, hükümeti IMF ile ihtiyati stad-by anlaşması yapma niyeti ortaya koydu. Hükümet ilave tedbirler uygulamaya konacağını, özelleştirmelerin devam edeceğini, toplam kamu harcamaları içerisindeki payının azaltılacağını bildirdi
  • YÖK’TEN POPÜLİST YAKLAŞIM – YÖK daha fazla öğrenciyi üniversiteli yapmak üzerinde toplanıyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan üniversitelerde kontenjan artırımı sağlamak üzerinde  çalıştıklarını, bu yıl %25’lik bir artış sağlanacağını, amaçlarının üniversite kapısında  bekleyen 1 milyondan fazla genci üniversiteli yapmak olduğunu söyledi. Üniversitelerin  bütçe ve akademik kadro yetersizliği, mezunların işsiz kalması, mesleki eğitimin donanımsız mezunlar vermesi gibi konuları  göz ardı eden YÖK yönetimi, sadece daha fazla lise mezununu üniversiteye alma çabası içinde.
  • YÜKSELMEYE VERİMLİLİK ŞARTI – AKP’nin Yargı Reformu Stratejisi Taslağı:

1-     Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu ikiye ayrılacak

2-     Mahkemelerde kullanılan bilirkişi tanımı değişecek

3-     Mahkemelerde Kürtçe tercüman bulunacak

4-     Hâkimler verimliliğe göre yükselecek

5-     Yargıçlar etik sözleşmesi imzalayacak

6-     Adliyelere basın sözcüsü getirilecek

 

14 Mayıs

  • İSTANBUL’DA YAĞMA – Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna AKP’yi suçladı. İETT’de ortaya çıkan 100 milyon Avro’luk yolsuzluk olayının buzdağının görünen parçası olduğunu ileri süren Gürtuna, AKP’nin İstanbul’u yönetilen değil  yağmalanan şehir haline getirdiğini söyledi.
  • VERGİ SİLME ÖDÜLÜ – Financial Times’a bağlı Banker dergisi 2008’de Kemal Unakıtan’ı “Avrupa’da Yılın Maliye Bakanı” seçti. Unakıtan nisan ayında dergiden ödülünü aldı. Derginin sponsoru olduğu ortaya çıkan Citibank’ın 3 milyar dolarlık vergi borcu Unakıtan bakan olduktan hemen sonra  kaldırıldı. Derginin ödülüyle Citibank, Maliye Bakanı’na 3 milyar dolarlık borcunu ödülle karşılamış oldu. Maliye Bakanlığı’nın iki gelirler kontrolörü tarafından 1997-2001 yıllarına ilişkin düzenlenen raporlarda, Citibank’ın yaptığı söz konusu işlemlerde Türkiye’deki portföy işletmeciliği faaliyetlerinden elde ettiği kazançlar için 3 milyar dolarlık vergi borcu çıkarılmıştı.
  • HÂLÂ ÜÇ ÇOCUK DİYOR – “Her ailede 3 çocuk olmalıdır” sözüne yönelik eleştirileri “farklı yerlerden taşınan ve ülkenin geleceğini karartmaya dönük düşünceler” olarak nitelendiren Erdoğan, 2050’li yıllarda genç Türkiye için  nüfusun artaması gerektiğini savundu. Kendisinin 4 çocuğu olmasından memnun olduğunu kaydeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Keşke 5-6 olsaydı. Bu işin bilimsel temeli var. Ama diğerleri bilimsel konuşmuyor. Ha ‘Türkiye’nin geleceği yaşlı olsun, nüfus düşsün’ diyorlarsa o ayrı mesele” dedi.
  • SULAMA DA ÖZELLEŞTİRİLİYOR – Meclisten geçen yasayla tarımda sulama tesisleri de yap-işlet-devret kapsamına alındı. Artık sulama tesislerini  DSİ yerine özel sektör yapacak, çiftçi de özel sektöre su parası ödeyecek. Ödemezse para “ihtara lüzum olmaksızın görevli şirket tarafından” tahsil edilecek.  Yasaya tahkimi önleyen  madde konulmadığı için de yabancı ülkeler Fırat-Dicle dahil sınır ötesi akan akarsuların kullanımı üzerinde hak iddia edebilecek.

 

15 Mayıs

  • BP ÜZERİNDEN IRAK – Türkiye, Güney Irak’taki petrole ulaşmak için yeni strateji belirledi: Irak’ın güneyindeki petrol arama listesine  alınmayan Türkiye, engeli British Petroleum şirketiyle aşmak istiyor. Hükümet bu amaçla Enerji Bakanlığı Müsteşar Vekili Selahattin Çimen ve bir heyeti İngiltere’ye gönderdi. BP ile olası bir anlaşmaya ise hükümetin geçen yıl çıkardığı petrol yasası nedeniyle kesin  gözüyle bakılıyor. Yasanın içeriği, BP’nin 1993’te gönderdiği maddelerle örtüşüyor.
  • SELÇUK HEDEF GÖSTERİLDİ – AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün’ün Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk’u hedef alan “darbeciliğin fücur finansörü” sözlerine tepki gösteren DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Sayın Ergün,Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı’nı ‘karanlık’ güçlerin yeni saldırılarına hedef haline getirmiyor mu” sorusunu yöneltti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi de “hükümetin, işine gelmeyen yazarları sabaha karşı içeriye aldırma alışkanlığına” dikkat çekerek, “Sayın İlhan Selçuk’a iftira edecek ciddi sorumluluk duygusu gelişmiş hiçbir insan yoktur. Bu saldırılar cehaletten veya olağanüstü bir hezeyan ve korkudan kaynaklanmaktadır” dedi.
  • PAKSÜT OLAYINDA YANITSIZ SORULAR – Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün  izlenip dinlendiğiyle gelişen olayda pek çok soru yanıtsız kaldı.  Paksüt’ün kendisini izleyen  polislere ilk olarak dinleme cihazını sorması, kendisinin dinlendiği konusunda  daha önce uyarılıp uyarılmadığı sorusunu gündeme getirdi. Paksüt’ün polis aracının kendilerini takip ettiğini  belirtmesine karşın emniyetin,  polislerin başka bir olay için bölgede olduğunu duyurması da çelişki yarattı. Paksüt’ün dinlendiği kuşkusu geçmişteki yasadışı dinlemeleri de yeniden gündeme getirdi. En çok tartışılan yasa dışı dinleme olayı, kamuoyuna “Telekulak skandalı” olarak yansımıştı.  Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 8. katında oluşturulan dinleme merkezinde 1998-1999 yıllarında  835’i gerçek kişilere ait olmak üzere, toplam 963 telefon yasadışı yollardan dinlenmişti.
  • BAKANLIĞA GÖRE TEHLİKESİZ GÜN YOK GİBİ – İl Sağlık Müdürlüğü tarafından başkentteki tüm sağlık  kuruluşlarına gönderilen resmi yazıda, “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı, Nâzım Hikmet’in doğumu, Lenin’in ölümü, Küba Devrimi, 1 Mayıs” gibi günlerde, en üst seviyede güvenlik tedbiri alınması istendi. Söz konusu günlerin, “terör örgütlerinin önemli eylem günleri” olduğu belirtilirken, bazı tarihlerin de yanlış verilmesi dikkat çekti.

 

16 Mayıs

  • İLGİNÇ RASTLANTI – Paksüt’ün izlenmesi AKP’ye kapatma davası açılmasından sonra başladı.  Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt yaklaşık 2 aydır izlendiğini açıkladı. 2 ay önce AKP hakkında Anayasa Mahkemesi’ne kapatma davası açılmıştı. Kuru bir şüphe ile hareket etmediğini belirten Paksüt, “Son dönemde aynı tip ve marka araçların etrafımızda dolaştığını tespit ettik. Bunlardan birisinin de  plakası sahte çıkmıştı.  Emniyet Müdürü Yılmaz’a söyledi. Bir açıklama hâlâ gelmedi” dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt’ün  dinlendiği  kuşkusu bu konudaki hukuksuzluğu yine gündeme getirdi. Türkiye’de telefon dinleme yetkisi emniyet, jandarma ve MİT’te bulunuyor. Mahkeme kararıyla 3 ay süreyle dinleme yoluna gidilebiliyor. Bu süre içinde kişinin dinlenmesine gerek görülmezse dökümler yok ediliyor. Anayasa Mahkemesi üyeleri ise yüksek mahkeme kararıyla dinlenebiliyor.  YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, Paksüt’ün  izlendiği dinlendiği yönündeki açıklamalarının, mahkemede görülen davalara yönelik susturma amacını akla getirdiğini vurguladı.  “Başkanvekilinin dinlenme ya da  izlenmesinin gerçekliğini düşünebilmek son derece  vahim bir durumdur” diyen Eminağaoğlu, bu kuşkuların hissedilmesinin bile hukuk devleti için açıklanması güç bir durum olduğunu söyledi. KIZILAY’DA ‘İŞGAL’ ONAYLANDI – AKP’nin  hukuksuz el koyma operasyonu 4 yıllık dava sürecinden  sonra tescillendi. Bakanlar Kurulu kararı ile Kızılay’ın  yönetimini görevden alan  ve kendisine yakın olduğu belirtilen isimleri göreve getiren AKP’nin yaptığı işlemin  hukuksuzluğu Danıştay kararı ile kesinleşti.  AKP’nin 30 gün içinde Kızılay’ın başına getirdiği yönetimi görevden alarak eski başkan Ertan Gönen ve ekibini göreve iade etmesi gerekiyor.
  • KRALİÇE’YE  DİN DEVLETİ GÖRÜNÜMÜ – 2. Elizabeth’in Türkiye ziyaretinde çağdaş ve laik Türkiye imajı yerine dinsel söylemler ve ritüeller ağırlık kazandı.  Kraliçe’nin Bursa programında  Yeşil Cami’yi ziyaret ve  Kuran okunması bölümleri alındı.  Kraliçe’nin başında  başörtüsüyle Kuran dinlerken çekilmiş görüntüleri ile Hayrünnisa Gül’ün  türbanı Büyük Britanya ve dünya kamuoyunda  ziyaretin başından bu yana gündemde tutulmaya çalışılan “İslam ülkesi” imajını pekiştirdi.
  • İHALE YOK PROJE YOK – Çalık grubuna ait GAP İnşaat’ın işverenliğinde ortada bir ihale olmamasına karşın hazırlatılan, Haydarpaşa’yı önce Manhattan,  sonra Venedik’e  çeviren yağma projelerine Osmanlı versiyonu olduğu söylenen üçüncü bir model daha eklendi.  Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Eyüp Muhcu, AKP hükümetinin  ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haydarpaşa ve çevresini uluslararası emlak haramilerine peşkeş çekme gayretinin planlı bir şekilde sürdürüldüğünü söyledi.

 

17 Mayıs

  • ERDOĞAN’IN İŞİ ZOR – Başbakan Tayyip Erdoğan’ın  siyasi yasaklı olması durumunda bağımsız milletvekili olarak  Meclis’e girme hesabı, dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamadığı suçların mahkûmiyete  dönüşmesiyle tutmayabilecek. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine ait görevi kötüye kullanmadan kalpazanlığa, belgede sahtecilikten çete kurmaya kadar  birçok fezlekesi bulunuyor. Bu suçlardan hüküm giyerse bağımsız aday da olamayacak.  Anayasa uyarınca da Erdoğan’ın hakkındaki yüz kızartıcı suçlamalardan  mahkûm olması halinde  bir partiden seçilmesi ya da bağımsız melletvekili seçilmesi mümkün olamayacak.  Ancak mahkemenin olası hükmünü Erdoğan’ın  milletvekili seçimine katılmazdan önce vermesi gerekecek.  Dokunulmazlığı sona eren Erdoğan’ın yargılanması sürerken yeniden milletvekili seçilmesi durumunda yargılama yeniden askıya alınacak.
  • DİNLEMEYE SORUŞTURMA – Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün aracının takip edildiği ve dinlenildiği yönündeki açıklamaları üzerine soruşturma başlattı.  Soruşturmanın, Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli Cumhuriyet Savcısı Vahdet Polatkan tarafından  yürütüleceği bildirildi.  Soruşturma sonrası Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt’ün  yasadışı yollarla dinlendiği tespit edilirse dava açılabilecek.
  • 19 MAYIS ALLAH’A İSYAN – SP’nin internet sitesinde  bayram ağır ifadelerle hedef alındı, öğrenciler aşağılandı. Saadet Partisi’nin Trabzon Of İlçesi Gençlik Kolları’nınwww.ofgencsaadet.org adlı resmi internet sitesinde  19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik Spor Bayramı’nda yapılan törenlerin “Allah’a isyan” niteliği taşıdığı ileri sürülüyor. Yazıda, “19 Mayıs gelmeden bir ay önce okullar şey yuvası haline geliyor. Bu resmen Allah’a isyan öğretimidir” görüşü savunuldu.

 

18 Mayıs

  • ÖRTÜNMEYEN FUHUŞ İŞLER – Türban konusunda piyasaya sunulan kitaplar, ülkede irtica tehlikesinin geldiği noktayı tüm netliğiyle ortaya koyuyor. Yazarları arasında profesörlerin, doçentlerin ve emekli müftülerin bulunduğu kitaplarda, örtünmeyen genç kızlar, “çıplak”, “iffetsiz” olarak niteleniyor.  Doç. Dr. Abdurrahman Kasapoğlu: Okumaya değil erkek avlamaya gidiyorlar. Prof. Dr. Bekir Topaloğlu: Örtünmeyen çıplaklar erkekleri tahrik eder, bunun adı da fuhuştur. Emekli müftü Mehmet Göktaş: Örtünmeyenler şeytana tapar.
  • KADINI EŞYA OLARAK GÖRÜYORLAR – Kadın kuruluşlarından  Hüseyin Üzmez ile “3 eşim var, kime ne” sözleriyle gündeme gelen Tekbir Giyim’in sahibi Mustafa Karaduman’a tepki. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan: “3 kadının birlikte yaşamaya mecbur edilmesi aile içi şiddettir. Bu görüş, türbana kadar tırmanan, kadını kapatarak kadını ‘eşya’ ya da ‘cinsem meta’ olarak gören anlayışların yansımasıdır.” KA-DER Genel Başkanı  avukat Hülya Gülbahar: “En tepedeki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan başlayarak üst düzey tüm siyasetçiler ve yazarlar, kadınlara ve kadın hareketine  savaş açmış gibi görünüyorlar.”
  • TÜRKİYE’NİN ÖVÜNÜLECEK GELİRİ YOK – ATO tarafından hazırlanan raporda, IMF tahminlerine göre Türkiye’nin 2013’te kişi başına düşen milli gelirin yüzde 34.1 artışla 12 bin 911 dolara çıkacağı belirtilerek, “180 ülkeden 140’ının kişi başına geliri 2007-2013 yılları arasında Türkiye’den  daha yüksek oranda artacak. Türkiye kişi başına milli gelir artış hızında 141. olacak” denildi.

 

19 Mayıs

  • GÖRMEZDEN GELME ÇABASI – 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda AKP ve bazı kurumlar Ulu Önder’i adeta “görmezden” geldi. AKP’nin hazırlattığı 19 Mayıs afişinde sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı yer alırken, Afyon Belediyesi’nin kente astırdığı afişlerde “19 Mayıs Atatürk’ü  Anma Gençlik ve Spor Bayramı” yerine “ 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” ifadesi kullanıldı. RTÜK’ün yapacağı Gençlik Şöleni için hazırlattığı afişte ise sadece şaha kalkmış at üzerinde Atatürk’ün belli belirsiz bir görüntüsüne yer verildi.
  • SEÇİM EKONOMİSİ ZAMANI – Yüksek faiz, düşük kur politikasını sürdürmesi nedeniyle ekonomi çevrelerinin eleştiri oklarını çeken AKP, “Deli Dumrul” vergilerinden vazgeçerken mali disiplini gevşeterek kaynak yaratıyor. Hükümet, faiz dışı fazla hedefini düşürdü. Yerel seçim öncesi, yol, park gibi yatırımlarda kullanım için Hazine’den belediye müteahhitlerine aktarımın altyapısını oluşturdu.
  • TUZLA TERSANELERİ KATLİAM YERİ GİBİ – Tuzla Tersaneleri Bölgesi’nde önceki gün hayatını kaybeden Deniz Kaşıkeman’ın daha cenazesi kaldırılmadan bölgeden bir ölüm haberi daha geldi. Limter-İş Sendikası yarın saat 07.30’da bir hafta içinde 2 işçinin canına mal olan Selah Tersanesi’nin önünde protesto eylemi de yapacak. Patronlara, tersane önüne bir tabut bırakılarak bir şişe kan “hediye edilecek”

 

20 Mayıs

  • ŞAHİN’E TEHDİT DAVASI – Hatipoğlu, TRT Genel Müdürü hakkında ağır suçlamalarda bulundu. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin tarafından görevinden alınmasının ardından yargıya başvuran ancak daha önce imzaladığı feragat dilekçesi yüzünden görevine dönemeyen Genel Müdür Yardımcısı Ümit Hatipoğlu, Şahin ve ekibinin kendisine “tehditle ve zorla feragat dilekçesi imzalattığı” gerekçesiyle bir kez daha dava açtı.
  • OKUL MÜDÜRÜ TÜRBANI SAVUNDU – Merzifon’da öğretmenlerin karşı çıkmasına rağmen okul müdürü Kaplan, öğrencilerin açık lise sınavına türbanla girmesine izin verdi. Kaplan’ın “Türban yönetmeliğe göre serbest, bu konuda bakanlığın genelgesi de var” dediği ileri sürüldü.
  • AKP BORÇLU BELEDİYELERİNİ KURTARIYOR – AKP’nin istihdam paketine son dakikada eklediği prim affı, AKP’li belediyelere yarayacak. Sosyal Güvenlik Kurumu’na 1 milyon YTL’nin üstünde borcu olan ilk 50 borçludan 21’ini AKP’li belediyeler oluşturdu.

 

21 Mayıs

  •  YASADIŞI FİŞLEME – AKP muhalifleri hakkında yürütülen gizli soruşturma dosyalarının peşine düştü. Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, resmi bir yazıyla hem halen yürütülen binlerce dosya ve kişi hakkındaki gizli bilgileri istedi.  Yazıcı’nın 14 Mayıs tarihli yazılı emri üzerine  Gümrük Müsteşarı Emin Zararsız, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Gümrükler, Muhafaza, Kontrol ve Tasiş Genel Müdürlüğü’ne talimat gönderdi. Yazıda, “1Ocak 2006 tarihinden bu yana… Teftiş Kurulu ve kontrolörlerce yürütülmekte olup sonuçlandırılmamış olan tüm inceleme, soruşturma, teftişlere ilişkin olarak, inceleme, soruşturma ve  teftiş onaylarının ivedilikle bildirilmesi” istendi. Bakanlığın  istediği bilgilerle savcılıklarca yürütülen soruşturmalar çerçevesinde gizli bilgilere ulaşılacak. CMK’ye göre, “soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli” tutulması zorunlu.  Bilgi Edinme Hakkı Yasası’nda ise soruşturmaya ilişkin bilgi ve belgelerin zamanından önce açıklanması halinde kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak, soruşturmayı yürütenlerin yaşamını tehlikeye sokacak, soruşturma güvenliğini tehlikeye düşürecek bilgi ve belgeler yasa kapsamı dışında sayılıyor.
  • KILIÇ’TAN ŞEŞIRTICI TAVIR – Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını amaçlayan anayasa değişikliğinin iptali istemiyle açılan davanın ne zaman  gündeme alınacağı sorusuna “Arkadaşlarımın düşüncelerini alıp gündeme öyle koyacağım” yanıtını verdi.  Kılıç’ın sözleri dava ile ilgili toplantının ertelenebileceği kuşkusunu yarattı.
  • TUZLA 16 HAZİRAN’DA GREVDE – İşçiler, art arda ölümlerin yaşandığı Tuzla tersanelerini, son bir haftada 2 kişiye daha mezar olan Selah Tersanesi önüne koydukları temsili tabut ve kan ile protesto etti, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’i istifaya davet etti. Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinçer, “Artık bıçak kemikte, sıra grevde. 16 Haziran’da grevimize başlıyoruz” diye konuştu.
  • CARİ AÇIK ÇÖZÜMSÜZ – 2002 yılı sonunda 626 milyon dolar olan cari açık, dış ticaretin ithalata bağımlı hale gelmesiyle son 5 yılda tam 65 kat arttı. Bu yılın mart ayı itibarıyla ödemeler dengesi yıllık 40 milyar 375 milyon dolarlık açık verdi. Türkiye’nin en çok başını ağrıtan ve gittikçe kronikleşen cari açık sorunu, ekonomi yönetimini de pes ettirdi. AKP, açığın finansmanında umutlarını yine özelleştirmelere bağladı.

 

22 Mayıs

  • YARGITAY’DAN SERT ÇIKIŞ – Yargıtay Başkanlar Kurulu, AKP hükümetini yandaş yargı oluşturmayı hedeflemekle suçladı. Başkanlar Kurulu bildirisinde hükümetin anayasa değişikliği taslağını Yargıtay’dan önce AB yetkililerine göstermesi eleştirilirken, AKP hakkında  kapatma davası açılmasıyla ivme kazanan yargıya yönelik saldırılar ve son olarak da TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın davada üçüncü yol bulunması önerisine sert tepki gösterildi.
  • AZRAK 3’ÜNCÜ BİR YOL YOK! – TBMM Başkanı Toptan’ın kapatma davası için gündeme getirdiği üçüncü yol fikrinin mümkün olmadığı belirtildi. Anayasa hukukçusu Profesör Ülkü Azrak, “Anayasadaki yazılı seçeneklerden başka seçenek yok. Anayasa Mahkemesi, yetkisine aykırı düşecek bir yol icat edemez… Mahkemenin mevzuat dışında yetki yaratma yetkisi yoktur. Yaptırımlar da sıralı biçimde gösterilmiş, bunun dışında bir yol söz konusu olamaz” diye konuştu.
  • FETHULLAH GÜLEN İZMİR’DE! – 1999’dan beri Türkiye’ye dönmeyen Fethullah Gülen’in emekliliğini de  ihmal etmediği ortaya çıktı. 1999 yılından beri ABD’de yaşayan Gülen, İzmir’de yalnızca ajanda ve defter üretilen  Nil Basım Yayım Dağıtım Matbaacılık  Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ adlı şirkette “redaktör” kadrosuyla çalışıyor gibi gösterildi ve sigortalandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri, işyerinin niteliğinin böyle bir kadro açılmasına uygun olmadığını, Gülen’le işveren arasında yazılı sözleşme bulunmadığını raporlarken, Gülen’in de  bu nedenle “sigortalı” sayılamayacağını vurguladılar. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, Gülen’le yazılı değil sözlü anlaşma yapıldığını söyledi.
  • MÜFETTİŞLER DİRENECEK – Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın gizlilik dereceli bilgi ve belgeleri istemesi tartışmalara yol açtı. Edinilen bilgiye göre, Gümrük Teftiş Kurulu yürüttüğü ve sonuçlandırdığı soruşturmalar kapsamındaki kişiler ve olaylarla ilgili bilgilerle belgeleri bakanlığa göndermeyecek. Müfettişlerin “yasadışılığa” direnecekleri ve yalnızca yürüttükleri soruşturmalara ilişkin genel çerçeveyi iletecekleri öğrenildi.

 

23 Mayıs

  • BİLDİRİYE BÜYÜK DESTEK – Danıştay, siyasi partiler ve hukukçular, Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisinin yanında yer aldı. Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun yargıya yönelik saldırılara ilgili bildirisine sert yanıt veren hükümete bir tepki de  Danıştay’dan geldi. Rahatsızlığını kamuoyuna açıklayan Danıştay Başkanlar Kurulu, yargı organlarının görüşlerini kamuoyu ile paylaşmalarının siyasi bir niteliği bulunmadığına dikkat çekti. Danıştay, yargının demokratik meşruiyetinin tartışmaya açılmış olmasını kaygı ile izlediklerini vurguladı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, ortamı daha fazla sertleştirmenin kimseye yarar getirmeyeceğini vurgulayarak iktidar temsilcilerinin her şeyin egemeni olduklarını düşündüğünü, bu anlayış terk edilmedikçe  sorunların tartışılamayacağını söyledi.  YARSAV Başkanı Ömer Eminağaoğlu da Yargıtay’ın hukukun üstünlüğünü zedeleyen konulara dikkat çekmesinin en doğal hakkı olduğunu vurguladı. MHP lideri Devlet Bahçeli, Yargıtay Başkanlık Divanı bildirisine destek verirken, AKP’yi “yargıyı hedef alan hukuk ve ahlak dışı taciz, tehdit ve terör kampanyası başlatmakla” suçladı. AKP’nin demokrasi ve yargının bağımsızlığı konusunda düşüncelerinin çarpık ve sicilinin bozuk olduğunu belirten DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de hükümetin istifasını istedi. Yargıtay’a Anavatan lideri Mumcu da destek verdi.
  • AMACINI AÇIKLAYAMADI – Cumhuriyet Gazetesi’nin gündeme getirdiği “yasadışı fişleme” haberiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Yazıcı, soruşturma konuları dışında soruşturulan kişilere ilişkin gizli bilgilerin neden istendiği ve hangi amaca hizmet edeceği sorusuna, “Kişi yok, kişi bizim değil” yanıtını vermekle yetindi. Ancak Yazıcı’nın müfettişlerden istediği bilgiler arasında, resmi yazıya göre, soruşturulan kişinin adı ve kişiye yönelik iddia edilen eylemlerin de bildirilmesi isteniyor.
  • AKADEMİK EĞİTİME AKP TIRPANI – YÖK Yasası değiştirilerek, yeni üniversitelere atanacak rektörlerin seçimle değil, YÖK – Cumhurbaşkanlığı inisiyatifiyle belirlenmesi amaçlanıyor.

 

24 Mayıs

  • YAZ GERGİN GEÇECEK – Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, CHP’nin üniversitelerde türbanı serbest bırakma amacıyla gerçekleştirilen anayasa değişikliğinin iptali ya da yok hükmünde sayılması istemiyle açtığı davanın haziranın ilk haftası  görüşüleceğini açıkladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin esas hakkındaki görüşünü 2 Haziran’a kadar yüksek mahkemeye sunacak.
  • REKTÖRLERDEN YARGIYA DESTEK – Üniversitelerarası Kurul, Yargıtay ve Danıştay’ın Başkanlar Kurulları açıklamalarına destek verdi. Başkan Mustafa Akaydın, “ÜAK, demokratik rejimimizin en önemli güvencelerinden biri olan Türk yargısına özellikle yurtdışı ve yurtiçi odaklardan yapılan müdahaleleri doğru bulmaktadır” dedi. Akaydın, “yargının saygınlığının korunmasını, yargıya güvenilmesini özellikle bu tür odaklardan rica ediyoruz” diye konuştu.
  • FIRAT’A GÖRE EGEMENLİK AKP’NİN – Baykal ve “şürekâsının” demokrasi dışı çabalarının “beyhude ve akla ziyan” olduğunu belirten AKP’li Dengir Fırat, Yargıtay ve Danıştay’ın, bildirileriyle Anayasa Mahkemesi’nde süren iki davanın örtülü tarafı olduğunu ortaya koyduğunu, bildiriye imza koyanların tarafsızlıklarını yitirdiğini ileri sürdü. Fırat, siyaseti kötürümleştirmek isteyenlere karşı demokratik zeminde mücadele edeceklerini bildirdi.
  • TÜRKİYE’NİN ALTIN ÇAĞI SONA ERİYOR – Londra merkezli Standard Chartered Bankası, “Büyüme Kırılganlığı” başlıklı raporunda Türkiye’de önümüzdeki 6-9 ayın ekonomik mücadeleyle geçeceği uyarısında bulundu. Enflasyonun yüzde 12 olarak gerçekleşeceğinin dile getirildiği raporda, dış açığın GSYİH’nin yüzde 6’sı gibi oldukça yüksek bir seviyede seyretmesinin beklendiği belirtildi. Raporda, “Geçen yıl gelen doğrudan yabancı yatırımı bu yıl olmayacak” denildi.

 

25 Mayıs

  • CHP’Lİ ÖZYÜREK: ABDULLAH GÜL TARAFTIR – CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, hükümetin ‘Egemenlik Kayıtsız şartsız AKP’nindir’ anlayışında olduğunu öne sürdü. Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisiyle ilgili olarak Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Gül’e yaptığı çağrıya da değinen Özyürek, Gül’ün uzlaşmayla değil dayatmayla seçildiği ve kendisinin de kapatma davasının bir tarafı olduğu için böyle bir toplantıyı yapacak kurumun Türkiye’de  olmadığını söyledi.
  • YARGITAY ÖNERİYE SICAK – Uşak Barosu tarafından düzenlenen “Ceza ve Hukuk” konulu sempozyuma katılmak üzere Yargıtay ve Danıştay üyeleriyle birlikte Uşak’a gelen Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yargı bağımsızlığını savunmalarının üstlendikleri sorumluluğun gereği bir hak ve yetki olduğunu belirtti.  Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün  arabuluculuğunda hükümet temsilcileriyle bir araya gelebileceklerini de söyledi.
  • ŞAHİN’DEN ZEYTİN DALI – Adalet Bakanı Şahin, partisinin Antalya İl Başkanlığı’nca düzenlenen toplantıda, Yargıtay Başkanı’nın “Gül’ün bir çağrısı olursa biz masadan kaçmayız. Böyle bir girişim çok yararlı olur” şeklindeki açıklamasını değerlendirdi. Şahin, Gerçeker’in sözlerini “Bu  konudaki tartışmaları daha fazla uzatmayalım” şeklinde anladığını belirterek, “Sayın Başkan’ın değerlendirmesini büyük bir anlayışla karşıladığımı ifade etmek istiyorum” dedi.
  • İSLAMİ FAŞİST DÖNEM BAŞLAYACAKTIR – Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, AKP’nin hazırladığı anayasa değişikliğinin Türkiye’yi çok tehlikeli noktaya taşıyacağını vurguladı.

 

26 Mayıs

  • YARGI DURUMDAN VAZİFE ÇIKARIYOR – Başbakan Recep Tayip Erdoğan Yargıtay ve Danıştay’dan gelen bildirilere tepki gösterdi. Erdoğan, “Bir şeye üzülüyoruz; bugüne kadar bir kapatma sürecine, hakkında bir kapatma davası açılmış bir partiyle ilgili bir bildiri yayımlanırsa, kusura bakılmasın, onu cevapsız bırakmak 16 milyon seçmenime ihanet olurdu.. Çünkü yargının başkanlar kurulu böyle bir açıklamayı ne anayasadan ne kanunlardan aldığı yetkiyle değil, durumdan vazife çıkarmak suretiyle yapmıştır. Böyle bir yetki olamaz” diye konuştu.
  • ŞAHİN KIZDIRDI – Hâkim ve savcı maaşlarına yüzde 40 zam yaptıklarını belirterek siyasete karışmamalarını isteyen Adalet Bakanı muhalefetin tepkisini çekti. Şahin’in konuşma tarzının son derece “çirkin” olduğunu söyleyen CHP’li Mengü, “Hâkim ve savcılara cülus bahşişi gibi zam artışı yaparsan , içine sindirirsen, böyle densiz bir bakan çıkar, ‘Biz hâkimlere zam  yaptık der’. Rüşvet vermiş gibi” dedi.
  • İNGİLİZ SENARYOSU – Londra merkezli  Standard Chartered Bankası, “Büyüme Kırılganlığı” başlıklı raporunun Türkiye’deki siyasetle ilgili “Önümüzdeki 6-9 ayda siyasi ortam zorlu geçecek” bölümünde çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Siyasi analize göre AKP kapatılacak. Erdoğan yasaklı olacak. Yeni hükümetin başında olamayacak. Seçime gidilecek, AKP hükümeti yeniden kuracak.
  • TÜRBANI BAYRAK YAPTILAR! – AKP Genel Merkez Kadın Kolları 2. Olağan Büyük Kongresi’nde başörtüsü ilk kez bayrağa dönüştürüldü. Salon, büyük çoğunluğu çeşitli illerden gelen türbanlı kadınlar tarafından dolduruldu. Kongrede türban konusunda bir ilk de yaşandı. Başbakan Erdoğan’ın “Siyasi simge olsa ne olur?” sözlerinin ardından  Bursa il teşkilatınca  dağıtılan uzun örtüler, bayrağa dönüştürüldü.

 

27 Mayıs

  • MEYDAN İMAMLARIN – Köylerde okul ve öğretmen açığı büyürken Kuran kursları hızla artıyor. Eğitim sisteminin en az 120 bin  dersliğe ihtiyacı bulunuyor.  Çok sayıdaki köyde okullar atıl durumda bulunurken buralar onarılmıyor, ihtiyaçları giderilmiyor, öğretmen atanmıyor. Köylerdeki okullar taşımalı eğitim nedeniyle kapatılıyor. Böylece, köylerin içinde eğitim kurumu ve eğitimci bulunması yerine, adres camiler ve din adamları oluyor. Öğretmen açığı onbinlerce ifade edilirken işsiz gezen öğretmen sayısı ise 200 bine yaklaşıyor. Eğitim-İş Genel Başkanı Adıbelli AKP’yle birlikte ya “imamdan daha imam” öğretmenlerin görev başına getirildiğine ya da taşımalı eğitimin dayatıldığına dikkat çekildi. Adıbelli, taşımalı eğitimle ilçelere, kent merkezine giden öğrencileri tarikatların çektiğini, bilinçsiz ailelerin de bunun farkına varamadığını vurgulayarak “Çocuklar mecburen buralara gidiyor, sonra Cumhuriyet karşıtı bireyler yetişiyor” dedi.
  • TÜRKİYE’DE İSLAMLAŞMA GÖRDÜK – Golden Horn Oteli’nde Türk kökenli Milletvekili’ne içki servisi yapılmaması Berlin SPD milletvekillerini hayal kırıklığına uğrattı. SPD’li parlamenter Dilek Kolat, “İslamlaşmanın ne kadar bariz bir şekilde yaşandığını gördük” dedi. Otel yöneticilerinde ruhsat olmasa da turiste içki verirse sorun çıkmayacağı, ama Türk’e verirse ceza yiyeceği düşüncesi olduğunu belirten Kolat, bunun İslamcı zihniyetin göstergesi olduğunu söyledi.
  • GÜL’DEN YARGIYA ÜSTÜ ÖRTÜLÜ SUÇLAMA – Tartışmaların anayasanın temel ilkelerini, ulusal çıkarları, ülke itibarını, ekonomik ve siyasi istikrarı zedeleyecek boyutlara varmamasını isteyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bunun gerektiği adap, usul ve düzeye özen göstermek sorumluluk duygu ve bilincine sahip bütün kişi ve kurumlar için geçerli olan bir görevdir” dedi.

 

28 Mayıs

  • SEÇİM YATIRIMI – Başbakan Diyarbakır’da yerel seçimler öncesi uygulanması güç sözler verdi. “GAP Eylem Planı ve Diğer Bölgelerde Öncelikli Projelerin Hızlandırılması Tanıtım Toplantısı” Başbakan Erdoğan, 12 bakan, çok sayıda milletvekili ve bürokratın katılımıyla Diyarbakır’da yapıldı.  Erdoğan, 4 yıllık proje sonunda toplam 1.8 milyon hektar alanın sulamaya açılacağını, 27 milyar kilovatsaatlik  elektrik üretileceğini, kişi başına gelirin yüzde 209 artacağını ve 3.8 milyon kişinin istihdam edileceğini ileri sürdü. Dört yıl içerisinde toplam 73 ana eylem gerçekleştirileceğini söyleyen  Erdoğan, bu eylemlerin ana başlıklarını “ekonomik kalkınmanın geliştirilmesi, sosyal değişimin sağlanması, altyapının geliştirilmesi ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi” olarak sıraladı. Erdoğan, yeni yasa çıkınca TRT’nin bir kanalının sürekli bölgedeki dillerde yayın yapacağını söyledi.
  • TÜSİAD’DAN AKP’YE POPÜLİZM ELEŞTİRİSİ – TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, prim affı  ve Kamu İhale Kanunu’nda  yapılan değişikliklerin yanlış olduğunu belirterek “Popülist uygulamalar dönemine geri dönüş işaretleri görmekteyiz” dedi. Fonların amaç dışında kullanılacağı uyarısında bulunan Yalçındağ, “Türkiye’nin iktisadi tarihinin de gösterdiği gibi bu tarz popülist uygulamalar hep kaşıkla verilmesi ve kepçeyle alınmasıyla sonuçlanmıştır” diye konuştu.
  • TÜRBAN KAMUDA YERLEŞİYOR – Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin üniversitelere türbanlı girişin önünü açan anayasa değişikliğine ilişkin henüz karar vermemesine karşın, türban tüm  kamusal alanlarda adeta “serbest” hale geldi. Sağlık, eğitim ve belediyeler başta olmak üzere birçok kurumda türbanlı personel rahatlıkla görev yapıyor, yetkililerde buna  göz yumuyor,. Kadın müşteriye kadın garson, harem selamlık havuz, alkollü içki ve kameralı cep telefonu yasağı gibi uygulamalarıyla dikkat çeken siteler inşa edilmeye başlandı.
  • ‘NÜ’ RESİMLER KALDIRILDI! – Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın sanat galerisinde sanata yine sansür uygulandı. Çayyolu Platformu gönüllülerinin, ressam Sema Sanal öncülüğünde yaptığı “nü” resimler, galeri yönetimi tarafından açılış öncesinde sergiden kaldırıldı. Sergide 18 ressamın resimlerinin yer aldığını anlatan Sanal, galeri yönetiminin isteği üzerine 95 eserden 4’ünü sergiden kaldırmak zorunda kaldıklarını belirtti.

 

29 Mayıs

  • DİNCİ BASINA AKP SERVİSİ – Deniz Baykal, CHP’nin iktidar kontrolünde dinlendiğini söyledi. CHP, Genel Sekreter Sav’ın  eski Bolu Valisi Serindağ ile yaptığı görüşmenin Vakit gazetesinde yayımlanması üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında gensoru önergesi verme kararı aldı. CHP lideri Deniz Baykal, “Türk siyasal yaşamında örneği görülmemiş bir olay yaşandığını, CHP Genel Sekreteri’nin  odasının iktidarın kontrolündeki güvenlik güçleri tarafından dinlendiğini ve dinci bir gazeteye servis yapıldığını” söyledi. Türkiye’de  devletin çürümesinin bu olayla çok açık biçimde görüldüğünü belirten Baykal, Bu kadar fütursuz, gözü kara, aldırmaz bir biçimde insanın özel yaşamına tecavüz edilmesi, sonra bu tecavüzün iftiharla yandaş bir gazetede teşhir edilmesi, ülkede rejimin ne noktaya geldiğini açıkça ortaya koymaktadır. İktidardan tık yoktur” dedi. CHP, İçişleri Bakanı’nın istifasını istedi.
  • İDDİALAR VARSAYIM – İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP Genel Merkezi’nin dinlendiği iddialarını varsayım olarak nitelendirdi. Atalay, olayın tüm yönleriyle araştırılması ve savcılığa suç duyurusunda bulunulması için talimat verdiğini bildirdi. Atalay, dinlenmenin ne için  yapıldığının, olayın ne olduğunun henüz netleşmediğini kaydetti.
  • ERDOĞAN’IN GAP ÇELİŞKİSİ – Başbakan Tayyip Erdoğan’ın GAP’ta 1.8 milyon hektar alanın sulamaya açılacağını, bölgenin tahıl ambarı olacağını ve 3.8 milyon kişiye iş bulunacağını söylemesine karşın, AKP’nin 6 yıllık iktidarında 1.4 milyon çiftçi işini kaybetti.
  • DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YANLIŞTA ISRARLI – Flört etmeyi zina sayan, kadının parfüm sürmesini edepsizlik, çalışmasını da sakıncalı olarak niteleyen “İlmihal 2İslam ve Toplum” adlı kitap, 2005 yılından bu yana Diyanet’in resmi internet sitesinde yayımlanıyor. Diyanet yapılan tüm haberlere karşın kitabı siteden çıkarmıyor. 1998 yılında Diyanet yayınlarından çıkan kitapta, “Haram ve Helaller” başlığı altında yiyecekler, içecekler, bağımlılıklar giyim ve süslenme, sanat, spor ve eğlence cinsel yaşam ve günlük hayatla ilgili birçok görüş yer alıyor. Bu çerçevede Kuran’dan zina ve fuhşun büyük günahlar arasında sayıldığı anımsatılarak, flörtün de “zina” olduğu ileri sürülüyor. Bir kadının yabancı bir erkekle baş başa kalmasının “tahrik edici” olduğu uyarısında bulunuluyor. Tüm bu saçmalıkların yer aldığı kitap, 2005 yılından bu yana Diyanetin resmi internet sitesinde “Dini bilgiler” başlığı altında yayımlanıyor. Başkanlık, medyada yer alan haberlere ve kamuoyundan gelen tepkilere karşın kitapları yayımlamayı sürdürüyor. Diyanet yetkilileri, kitapların, dinin asli kaynaklarına ve genel kabul görmüş bilimsel metotlara bağlı kalınarak hazırlandığını savunuyor.
  • DİYANET’E ESKİ BAŞKANDAN  TEPKİ – Diyanet İşleri Başkanlığı’nın web sitesinde yer alan değerlendirmelere tepki gösteren eski başkan Yılmaz, İslamda eşitlik olduğunu ve kadınla erkeğin bir arada çalışmasının yasaklanmadığını söyledi. Parfüm eleştirisiyle ilgili olarak da “Güzel kokmak, bizzat peygamberimiz tarafından  tavsiye edilmiştir, sünnettir. Erkek de kadın da koku sürer” diyen Yılmaz, çağa uygunyorumlar yapılmasını istedi.

 

30 Mayıs

  • AKP DERİN DEVLETİ – CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın  dinlendiğinin ortaya çıkması üzerine partililer telefonlarının dinlenip dinlenmediğini belirlemeye çalışırken Baykal, sorunun CHP’nin dinlenmesi olmadığını, yurttaşların haberleşme özgürlüğünün ayaklar altına alındığını söyledi. Baykal, “Dinleme kayıtları iktidar tarafından kullanılıyor. Bazen kendilerine yakın medya kuruluşlarına sızdırıyorlar., bazen de  tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıyorlar” dedi.
  • AKP KORKU DİKTATÖRLÜĞÜ İSTİYOR – MHP  lideri Bahçeli, Yaşananların AKP’nin “korku diktatörlüğü” yaratma niyetinin somut belirtileri olduğunu belirterek Meclis araştırması açılmasını istedi. Yasadışı dinleme iddialarını reddeden ve bunların sahipleriyle mutlaka hesaplaşacaklarını söyleyerek meydan okuyan AKP’nin Meclis araştırması konusunda öncülük yapmasını isteyen Bahçeli, bunun bir siyasi ahlak ve samimiyet sınavı olacağını vurguladı.
  • DİNİ SİYASETE ALET ETMEK İSTİYOR – Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın  sözleri muhalefet ve  Diyanetin büyük tepkisini çekti: Devlet Bakanı Ali Babacan’ın Avrupa Parlamentosu’nda “Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıkların değil, Müslüman çoğunluğun da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşadığını” söylemesine tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, “Türkiye’de yasak olan şey dinin kendisi değil, dini siyasete alet etmek. Hükümeti de rahatsız eden bu” dedi. Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da “Dine müdahale söz konusu değil. Dini özgürlüklerden neyi kast ediyor, neler yaşanamıyor onu Sayın Bakan Anlatacak” dedi. Türkiye’nin laik bir devlet olduğunu kaydeden Mehmet Nuri Yılmaz, laik devlette Müslümanlar neyi yapabiliyorsa Türkiye’de de  Müslümanların onu yapabildiğini söyledi.
  • YÖK’E GENİŞ YETKİ – AKP, 2002’den bu yana ısrarla YÖK’ün  yapısını değiştirmeye çalışır, yetkilerinden şikâyet ederken, kendisine yakın çizgisiyle dikkat çeken Yusuf Ziya Özcan’ın başkan olmasından  bu yana kurulun yetkilerini arttırıyor. Yeni kurulan üniversitelerin rektörlerinin YÖK ve Köşk işbirliğinde seçilmesini sağlamak için yasa değişikliği yapmak için çalışan AKP, böylece üniversite yönetimlerine “ambargo” koymuş olacak.
  • SARKOZY: TÜRKİYE’Yİ AVRUPALI GÖRMÜYORUM – Türkiye’ye yönelik “hazmetme kapasitesi” ve “referandum” silahlarını kullanan, ardından imtiyazlı ortaklık için “Akdeniz Birliği Projesi”ni öneren Nicholas Sarkozy, bu kez de diğer üye ülkelerin de hassas noktası olan “Hıristiyan AB” siyaseti izlemeye başladı. Nicholas Sarkozy Polonya gazetesine verdiği demeçte, laik bir devlet olarak kurulmuş olsa da nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan  bir ülkeyi Avrupalı olarak görmediğini söyledi.
  • HAREM – SELAM SAATE YANSIDI – İstanbul’un Cihangir semtinde İlim ve İhsan Sosyal Yardımlaşma Derneği’nin duvarlara, işyerlerine astığı duyuru “harem-selam”ı farklı bir boyuta taşıdı. Dernek düzenleyeceği beş günlük  kermese kadınları ayrı, erkekleri ayrı saatlerde çağırıyor.

 

31 Mayıs

  • AKP DEVLETİ RÖNTGENCİ YAPTI – CHP lideri, dinlemenin ortaya çıkmasıyla Erdoğan’ın istifa etmesi gerektiğini söyledi. Önder Sav’ın dinlenmesi olayının Watergate skandalından  daha ağır bir ihlal olduğunu vurgulayan  CHP lideri Deniz Baykal, “Devletin güvenlik güçlerini kimlerle nasıl irtibat içinde, ilişki  içinde olduğu, kimlere servis yaptığı, devletin onlara emanet ettiği yetkiyi, teknolojiyi nasıl özel amaçlar için kullandığı da böylece ortaya çıkmıştır” dedi. CHP lideri gensoru vereceklerini açıkladı. Avrupa’da sadece ‘çıkar amaçlı suç örgütleri’ ile mücadele için gizli dinleme yapılabiliyor.  AİHM’in 8. maddesine göre özel hayatın gizliliğine yönelik müdahaleler yasal bir düzenlemeyi gerekli kılıyor. AİHM kararlarına göre telefon dinleme konusunda yasal bir düzenlemenin bulunması gerekiyor. AİHM içtihatlarına göre AİHM’in 8. maddesi ile korunan hukuki alana ancak belirli koşullar altında müdahale edilebiliyor.
  • HERKES DİNLENDİ – Resmi kayıtlara göre AKP döneminde 54 bin telefon dinlendi. Telefon dinlemeyi yasaya göre, emniyet, jandarma ve MİT ancak mahkeme kararıyla yapabilirken dinlemeler Telekomünikasyon  İletişim Başkanlığı’nca denetleniyor.
  • KAPATMA İSTEMİ YİNELENDİ – Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP hakkındaki kapatma istemli davaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü dün Anayasa Mahkemesi’ne iletti. Aralarında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu 71 AKP’li hakkındaki siyasi yasak isteyen başsavcılığın, yeni yasak istemezken yeni eylem de eklemediği bildirildi.
  • BABACAN’DAN BAKOYANNİS’E VAKIFLAR ÖZRÜ – Yunan Dışişleri Bakanı’nın yakın çevresinden  basına verilen bilgiye göre, diplomatların kapıda bekletildiği kili görüşme sırasında Türkiye Dışişleri  Bakanı Babacan, partisinin kapatılma aşamasında olduğundan söz ederek “Vakıflar Yasası’nı şimdilik uygulayamadığımız için hükümetim adına özür diliyorum” dedi. AB-Türkiye müzakerelerinin gündemine sokulan Vakıflar Yasası, önceki Cumhurbaşkanı Sezer tarafından iki kez veto edilmişti.
  • FRANSA’DAN AYRIMCI KARAR – Fransa Parlamentosu’nun çoğu AB Komisyonu üyeleri, birçok Avrupa ülkesi, Fransız solu, hatta bizzat iktidar partisi UMP içindeki bazı milletvekillerinden gelen tepkilere rağmen doğrudan Türkiye’yi hedef alan bu ayrımcı tasarıyı kabul etti. Türkiye’yi hedefleyen bu tasarıya göre, AB’ye aday olan bir ülkenin nüfusu, birliğin toplam nüfusunun yüzde 5’inin üstündeyse Fransa’nın bu üyeliği onaylaması için halkoylamasına gidilecek.
  • MÜFTÜ  CEMEVİNİ  AFOROZ  ETTİ – Belediyenin görüş istediği İstanbul Müftüsü, ‘Cemevinin ibadethane olması dinen caiz değil’ dedi. Kayışdağı’ndaki Darülaceze Kampusu içinde Hıristiyanlar için şapel, Museviler için sinagog ve Sünni Müslümanlar için de cami yapılmasına karşın Alevi vatandaşların ibadetlerini yapabilmeleri için cemevine yer verilmedi. Görüşü sorulan İstanbul Müftüsü Prof. Dr.  Mustafa Çağrıcı’nın yazılı olarak ilettiği görüşünde “Cemevlerinin, camilerin muadili olarak kabul edilmesi ve ibadethane sıfatıyla açılması dinen mümkün görülmemektedir” dedi.
  • ALTINCILAR YARGIYI HİÇE SAYIYOR – Son bir yılda Danıştay 3 kez çevrecilerin lehine karar verdi. Ancak AKP hükümetini arkasına alan altın avcıları, yürütmeyi durdurma kararına karşın Uşak’ta siyanürle  altın çıkarıyor.