YAYILIMCILIK (EMPERYALİZM) NASIL SÖMÜRÜYOR?
Basıldığı 2004 yılından bugüne dek üzerine yüzlerce yazı yazılan John Perkins’in “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” adlı yapıtının, Aprıl Yayıncılık tarafından, Murat Kayı’nın çevirisiyle 2012 yılında yapılan baskısını yeni okuyabildim.
Gerçi, kitapla ilgili yazılan birçok yazıyı okumuş, kitapta anlatılanlar konusunda bilgi edinmiştim.
Okuyucularımın çoğunun da bu konuda bilgili oldukları kanısındayım.
Ancak anlatılanların önemi ve üzerinde yaşadığımız coğrafya için güncelliğini koruması açısından bir kez de ben, köşemi Perkins’in anlattıklarına ayırıyorum.
*
1968 yılında BM Ekvador Barış Gücü’nde gönüllü olan John Perkins,1970 yılında Boston stratejik danışmanlık firması Chains T. Maın’de, daha sonra Amerika’nın derin devleti olarak bilinen ulusal güvenlik ajansı NSA da çalışmış.
Kendini “Bir ekonomik tetikçi” olarak tanımlıyor.
Kitabını yazmaya 11 Eylül 2001’den sonra karar vermiş.
Kitap, batılı güçlerin, az gelişmiş ülkeleri, kalkındırma umudu vererek nasıl sömürdüklerini anlatıyor.
*
Perkins’in savına (iddiasına) göre ABD ve çeşitli şirketler, sömürmek istedikleri ülkelere ödünç para (kredi) vererek (IMF ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile) onları kendilerine bağımlı kılarlar.
Kitabın tanıtımında şöyle deniliyor:
“Ekonomik tetikçiler, yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir.
Dünya Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı “yardım” kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar.
Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet bulunmaktadır. Oynadıkları oyun imparatorluklar kadar eski olmasına karşın, günümüzdeki küreselleşme sürecinde yeni ve korkutucu bir boyuta ulaşmıştır.
Dünyamızı kimler yönetiyor?
Kirli aileler, kirli şirketler!
Kalkındırma yalanı altında milyarlarca dolarlık şişirilmiş projeler ve bu projeleri ‘bilimsel’ gösteren, üniversite kitaplarına bile geçmiş raporlar, teoriler…
Hedef ülkeler, hedef yöneticiler; ya satılacaklar, ya da ölecekler.
Hepsi yaşanmış, hepsi gerçek!
Yöntem çok, amaç tek:
Şirketlerin gücü ile (şirketokrasi) Yönetilen Küresel İmparatorluk!
Yaldızı kazıyın, bakın arkasında kimler var!”
*
“John Perkins kitabında anlatıyor:
Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız.
Sonra onlara arabalarımızı satarız.
Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle…
O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.
Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.
Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton!
Bizim şirketlerimiz kazanır. O ülkedeki birilerine de kazanılandan pay verilir.
Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi olanaksızdır.
Düzen böyle işler.
Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki:
‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin!
Askerlerinizi, birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin. Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!
Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin!
Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!
Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir…”
Evet, ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyadaki baharların(!), savaşların arkasında kimler var dersiniz?
Bu anlatılanlara uygun oluşumlar size tanıdık geliyor mu?