YOBAZLIK
Ali Püsküllüoğlu, Türkçe Sözlük’ünde “yobaz” sözcüğünü üç ayrı anlamda kullandığımızı yazmış:
“1-Din konusunda başkalarına baskı yapmaya yönelen, dinsel bağnazlığı aşırılığa vardıran (kimse)
2-Mec. Bir inanca, bir düşünceye körü körüne, aşırı ölçüde bağlı olan, hoşgörüden yoksun (kimse)
3-(Halk arasında) Kaba saba, inceliksiz (kimse)”
Bir arkadaşım, bazı prof. sanlı (unvanlı) kişilerin, din adamlarının müzik konusunda ortaya attıkları düşünceleri, çeşitli internet sitelerinden derleyerek göndermiş.
2013 yılında, ülkemizdeki durumu göstermesi açısından bunların bir kısmını sizlerle paylaşmak istedim.
Bu yazıyı, Tokat Haber’in veya benim web sitemden okuyanlar, lütfen aşağıda, bir cümleyle özeti verilen yazı veya konuşmaların tamamını, verilen adreslere girerek okusunlar, izlesinler:
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Orhan Çeker:”Müzik için haram diyemeyiz ama helâl de diyemeyiz. İçeriği İslâm’a uygun olmalıdır. Ama kadın sesi içeren müzik kesinlikle caiz değildir”.
http://www.habername.com/yazi-prof.-orhan-ceker-muzik-ile-musiki-farkli-midir-1890.htm
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren: “Çalgı aletleri, bunları çalmak, satmak ya da şarkı söylemekten para kazanmak, nefsi azdıran, örneğin diri bir kadının ya da şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkılar, çalgısız dahi olsa caiz değildir”.
http://www.hikmet.net/content/view/55197/13/
Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Ekrem Buğra Ekinci: “Şarkı, ancak çalgı ve kadın sesi içermiyor, sözleri de dinen sakıncalı değilse” dinlenebilir”.
http://www.ekrembugraekinci.com/cevaplar.asp?text=Teganni
Türkiye Gazetesi “ilim” yazarı Mehmet Ali Demirbaş: “Müzik ne kelime, ilâhi bile haramdır”.
http://www.mehmetalidemirbas.com/print.asp?Aid=1054
İstanbul müftü yardımcısı, Yeni Cami ve Şehzadebaşı Camii vaizi Timurtaş Hoca: “Okullara müzik dersi koyanlar inşaallah Cenab-ı Hak’kın gazabına uğrayacaklar!”
http://www.youtube.com/watch?v=8CkGGVvEdm8, http://www.youtube.com/watch?v=8CkGGVvEdm8&feature=related
Beyoğlu Belediye Başkanı’nın babası ve “İslâm’da Seks” kitabının yazarı Ali Rıza Demircan: “İş yerlerinin telefonlarında arayanı bekletme süresi içinde İslâm zaviyesinden sakıncalı olabilecek türden müzik çalınmamalı”.
İslâm Hukuku profesörü Hayrettin Karaman: “Hanefî mezhebine göre müziğin icrası da, dinlenmesi de haramdır. Bir değneğin, bir çubuğun bir yere ahenkli bir şekilde vurulması bile bu hükme dahildir ve haramdır”.
http://www.hayrettinkaraman.net/kitap/helalharam/0135.htm
***
Nereden nereye?!…
Atatürk, Cumhuriyet Devrimleri içerisinde, kültürel olanlara öncelik vermişti.
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesinden hemen sonra, 1924 yılında Ankara’da “Musiki Muallim Mektebi” kurulmuş, aynı yıl “Mızıka-i Hümayun” Ankara’ya taşınarak “Riyaset-i Musiki Heyeti” adını almıştı.
O dönemin en ünlü çok sesli batı müziği uzmanı olan Paul Hindemith ülkeye getirilmiş, Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Nevid Kodallı gibi isimler ve eserleri kültürümüze kazandırılmıştı.
Yukarıda müzik konusunda edilen -akıl dışı- sözler, ülkemizde 90 yıl içerisinde nereden nereye geldiğimizin çok somut bir göstergesidir.
Yazıklar olsun!
Karşı devrimin ayrımında (farkında) olmayan, ülkemizde olup bitenleri önemsemeyen, üstelik çoğu “aydın etiketli” olanlara, güvertesinde gezindikleri geminin batmakta olduğu, bir kez daha duyurulur.
Okuyucularıma not: Benim e-posta adresim hamikarsli@gmail.com dur. İlgilileri birkaç kez uyardığım halde, adresin sonuna (tr) uzantısı konmaktadır. Adresimde (tr) uzantısı yoktur. Web sitemin adresi ise: www.hamikarsli.com dur.